6 Ağustos tarihinde Brüksel’de palalı bir saldırgan iki polis memurunu yaraladı. Bir başka polis memuru tarafından silahla etkisiz hale getirilen saldırgan kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Saldırganın Cezayirli olması ve saldırı esnasında Arapça olarak bağırması olayın bir IŞİD saldırısı olduğu kanısı yarattı; Belçikalı yetkililer saldırganın bazı suçları nedeniyle Belçika polisi tarafından tanındığını, ancak radikal İslam ile bağlantılı olduğuna dair kanıtları olmadığını açıkladı. Belçikalılar saldırgan ve IŞİD arasında herhangi bir bağ olup olmadığını araştırırken, IŞİD’e ait olduğu sanılan sosyal medya hesabından IŞİD’in bu saldırının sorumluluğunu üstlendiği ve saldırının IŞİD’in tabiriyle “haçlıların koalisyonu”ndan intikam almak için gerçekleştirildiğinin açıklandığı haberleri basında yer aldı. Fransa’da tatil yapmakta olan Belçika Başbakanı tatilini yarıda kesip Brüksel’e döndü ve halkı soğukkanlı olmaya, panik yaratmaktan kaçınmaya davet etti. Başbakan Belçikalıların panik yaratmamasını neden istiyor? Aslında bu saldırı Belçika’da münferit bir olay olarak görülmüyor. Bu saldırı bundan önceki cihatçı saldırılarının bir uzantısı ve bundan sonraki saldırıların da bir habercisi olarak okunuyor. Belçika’da Mayıs 2014’de gerçekleştirilen ve 4 kişinin hayatını kaybettiği saldırı IŞİD ile bağlantılı olduğu iddia edilen bir kişi tarafından gerçekleştirilmişti. Mart 2016’da 32 kişinin hayatını kaybettiği ve 340 kişinin yaralandığı havaalanı ve metro saldırıları IŞİD tarafından üstlenilmişti. Dolayısıyla bu ay içinde gerçekleştirilen ve IŞİD’in üstlendiği saldırının daha önceki iki saldırının devamı niteliğinde olduğu anlaşılıyor. Diğer taraftan bu saldırının gelecek saldırıların da bir habercisi olarak okunmasının nedeni IŞİD’in kullandığı dilde kendini açığa çıkartıyor. Zira İŞİD bu saldırıları birer intikam olarak nitelendiriyor ve IŞİD’e karşı uluslararası koalisyonun saldırıları devam ettiği müddetçe intikam girişimlerinin de olacağına işaret ediyor. Belçika’nın IŞİD’e karşı uluslararası koalisyonda yer aldığı malum. Ancak Belçika’yı IŞİD saldırılarına hedef yapan önemli bir başka nedenin Brüksel’in Avrupa Birliği’nin başkenti olması ve NATO karargâhına ev sahipliği yapması olduğu sanılıyor. Kısaca Belçika Avrupa’nın kalbi, Batı’nın güvenlik merkezi. Dolayısıyla IŞİD’in hem Avrupa’yı hem de NATO üyelerini hedef aldığını kanıtlamak adına Brüksel’de saldırılar düzenleme ihtimali Belçika’nın en büyük cari güvenlik sorunu gibi görünüyor. Bu sorun önemli; zira IŞİD bölgesel bir terör örgütü olmadığını, Ortadoğu dışında da terör saldırıları gerçekleştirebileceğini çoktan gösterdi. İkincisi Avrupa’da ve hatta Latin Amerika’da bile örgütle bağlantısı olmadığı halde örgütün söylem ve propagandalarına kendini maruz bırakıp, kendi kendine radikalleşen insanlar var. Bu insanların bireysel saldırılar gerçekleştirme riski dikkat çekmekte. Dolayısıyla kendi kendine radikalleşen bireyleri ifade eden “ev yapımı terörizm”, terörizm ile mücadeleyi zorlaştırıyor.