Doç. Dr.  Dilek Yiğit Doç. Dr. Dilek Yiğit

Suudi Arabistan'da Mahsur Kalan Hintliler

05 Ağustos 2016
Suudi Arabistanda Mahsur Kalan Hintliler

Dünya petrol rezervlerinin % 18’ine sahip olan Suudi Arabistan dünyadaki en büyük petrol ihracatçısıdır. Toplam ihracat gelirlerinin % 85’i, GSYH’nın yaklaşık % 50’si ve bütçe gelirlerinin % 80’ini enerji sektörü oluşturuyor. Dolayısıyla petrole bağımlı Suudi Arabistan ekonomisi petrol fiyatlarındaki değişime karşı çok hassastır. 2014 yılında varil başına 100 Dolar olan ham petrol fiyatı, 2016 yılı Şubat ayında 26 Dolara düşünce Suudi ekonomisi sarsıldı.

Gelirleri hızla azalan Suudi Arabistan, gelirlerdeki azalışa bağlı olarak mevcut kamu harcamalarını da sürdüremeyecek duruma geldi ve Suudi monarşisi bir ekonominin tek bir sektöre bağımlı kılınmasının zararlarını tecrübe etmiş oldu. Suudi Arabistan ekonomik sorunlarla boğuşurken, bu ekonomik sorunlar Suudi Arabistan ve Hindistan arasındaki ilişkileri de gerdi. Burada akla şu soru geliyor. Bir ülkenin dahili ekonomik sorunları, bir başka ülke ile ilişkilerini hangi kanallardan gerebilir? Suudi Arabistan’ın ekonomik sorunları, Suudi Arabistan’ın Hindistan ile ilişkilerini işgücü kanalı üzerinden germiştir. Zira Suudi Arabistan’da istihdamın %70’inden fazlası kamu istihdamıdır; işgücünün %30’unu ise Suudi vatandaşı olmayan göçmenler oluşturur. Bütçe gelirleri azalan Suudi yönetimi de kamu istihdamını azaltmaya karar vermiş ancak işten çıkarma sürecinde Suudi vatandaşlarına ayrıcalıklı uygulama yürütülünce yabancılar hızla işlerinden çıkarılmaya başlanmıştır. Suudi Arabistan’daki yabancı işçiler arasında en büyük grubu oluşturan Hintliler de işlerini kaybetmeye başladılar. Ancak burada garip olan, işlerinden kovulan ve parasız kalan Hintlilerin çıkış vizesi de alamayınca Suudi Arabistan’da mahsur kalmış olmaları. Basında yer alan haberler doğru ise, sayıları 10.000’i bulan Hintli işinden oldu ve binlercesi aç ve susuz işgücü kamplarında tutulmakta.

Hindistan Dışişleri Bakanı bu ay Parlamento’da yaptığı bir konuşmada Suudi Arabistan’daki Hintlilere Hindistan Elçiliği aracılığıyla gıda yardımı yapılacağını, Hintlilerin Suudi Arabistan’da bırakılmayacağını ve ülkelerine dönmelerinin sağlanacağını açıkladı. Bu açıklama ertesinde 4 Ağustos 2016 tarihinde de Hindistan diplomatik misyonları aracılığıyla Hintlilerin mahsur kaldığı kamplara gıda iletimine başlandı. Bu Hindistan hükümetinin işsiz ve mahsur kalan Hintliler için ilk girişimi. İkinci girişimi ise Hindistan hükümetinin Suudi Arabistan’dan işsiz kalan Hintlilere çıkış vizesi vermesini istemek oldu.

Nedir bu çıkış vizesi? Vize denilince akla gelen giriş iznidir. Ancak uluslararası toplumda pek yaygın olmamakla birlikte bazı devletler ülkelerine giriş yanında ülkelerinden çıkışı da izne tabi tutuyor. Suudi Arabistan da bu devletlerden biri. Suudi Arabistan’da “kafala” adı verilen sistem uyarınca, göçmen işçinin Suudi Arabistan’dan ayrılabilmesi için işvereninden çıkış yapmasına herhangi bir engel olmadığını belirten “No-objection Certificate” alması gerekiyor. Ancak işten çıkarılan binlerce Hintli için “No-objection Certificate” düzenlenmedi; dolayısıyla bu kişiler Suudi Arabistan’ı terk edemiyor. Hindistan hükümet yetkililerinin Suudi muhatapları ile görüşerek Hintli işçiler için çıkış izni verilmesini istemesi üzerine Suudi yönetimi çıkış vizesi vermeyi kabul etti; üstelik ulaşım masrafları da Suudi yönetimi tarafından karşılanacak. Hindistan Elçiliği Suudi Arabistan’dan ayrılmak isteyen Hintli işçilerin listesini oluşturmaya başladı. Bu durum Hindistan adına diplomatik bir başarı olarak nitelendiriliyor. Bu tablodan nasıl bir sonuç çıkarabiliriz? Öncelikle petrol fiyatlarındaki düşüşün işsizliğe sebep olmak gibi olumsuz sonuçlarından biri tekrar gözlemlendi. Ancak yabancı işçi çalıştıran ülkelerdeki istihdam sorunlarının ulusal bir sorun olmayı aşarak diplomatik kriz yaratabileceği görüldü. Suudi Arabistan ve Hindistan ilişkileri örneği ise Hindistan’ın ülke dışında çalışan Hintlilerin içinde bulunduğu koşullar konusundaki hassasiyetine dikkat çekti.

Hindistan’ın girişimlerini Pakistan ve Endonezya hükümetlerinin takip etmesi de Hindistan hükümetinin hassasiyetinin işçi gönderen diğer devletlere de örnek olduğunu gösterdi. Ancak en önemlisi çıkış vizesi uygulamasının uluslararası toplum tarafından gündeme getirilmesi gerekliliği olsa gerek. Zira sırf bu gereklilik nedeniyle işten çıkarılan ve maddi kaynakları kesilen binlerce işçinin aç, susuz kalması ve insanlık dışı koşullarda bırakılmış olması uluslararası insan hakları açısından hem bir tartışma ortamı yaratılmasını hem de etkili düzenlemeleri gerektirecek bir örnek niteliğinde.

Yorumlar