Doç. Dr.  Dilek Yiğit Doç. Dr. Dilek Yiğit

Fransa'da İslam Vakfı Kuruluyor

03 Ağustos 2016
Fransada İslam Vakfı Kuruluyor

Sözde Arap Baharı sürecinde Ortadoğu’da güçlenen cihatçı terör örgütleri Avrupa’yı hem militan devşirdikleri hem de terör saldırıları düzenledikleri bir coğrafyaya çevirdi. Terör örgütleri şiddet üreten bir sistem olduklarına göre, Avrupa kendini, bu sisteme girdi sağlayan ve sistemin terör saldırıları şeklinde vuku bulan çıktılarının sergilendiği bir sahne olarak buluverdi. Üstelik iç çatışma ortamından kaçan milyonlarca Suriyeli komşu devletlere sığınırken, yüz binlercesi Avrupa Birliği kalesinin giriş kapısını zorlamaya başladı. Üye devletler Ortadoğu kökenli sığınmacılar konusunda ortak bir Avrupa politikası benimseyemeyince de tabir yerindeyse Avrupa kalesi içinde huzur kalmadı. Bu ortamda Avrupa’daki Müslümanlar Avrupa’nın yoğun gündeminin üst sıralarını işgal etmeye başladı. Hal böyle iken PewResearch Center tarafından açıklanan raporlarda Avrupa’da Müslüman nüfusun toplam nüfusa oranının istikrarlı bir şekilde attığı, 1990’da % 4 olan bu oranın, 2010’da %6’ya ulaştığı ve 2030 yılında bu rakamın %8 olacağının tahmin edildiği açıklandı.

Bu rakamlar Avrupalıların Avrupa’da Müslüman nüfusunun yaşamasından çok bu nüfusun hızla artmasından tedirginlik duyuyor olmasını açıklar niteliktedir ve Avrupa devletlerinin Suriyeli sığınmacı kabul etme konusundaki isteksizliği aslında bu tedirginliği yansıtmaktadır. Anılan raporlar Müslüman nüfusun en yoğun olduğu Avrupa devletlerinin Fransa ve Almanya olduğuna işaret etmekte iken; nüfusunun % 7.5’i Müslüman olan Fransa’nın birinci sıraya oturması ve cihatçı terör örgütleri saldırılarının da Fransa’da gerçekleşmiş olması, Müslüman nüfus ile cihatçı terör saldırıları sayısı arasında pozitif korelasyon kurmak isteyenlere de fırsat verdi. Bu iddia edilen pozitif korelasyon İslam karşıtı, sığınmacı karşıtı söylemlere de mesnet olarak kullanıldı.

Üstelik Avrupa genelinde yapılan anket çalışmaları, Avrupalıların göz ardı edilemeyecek bir kısmının kendi ülkelerinde yaşayan Müslümanların cihatçı örgütleri desteklediğini düşündüklerini gösterdi. Mesela İtalyanların %46’sı, Macarların %37’si İtalya’da ve Macaristan’da yaşayan Müslümanların radikal İslamcı örgütlere sempati duyduğunu düşünmekte/inanmakta. Sığınmacı kriziyle de birlikte Müslümanlar Avrupa’nın hem siyasetçileri hem de halkları için bu denli önemli mesele olunca, son 18 ayda terör saldırılarına 234 kurban vermiş Fransa’da, Fransa’nın cihatçı terör örgütlerine girdi sağlamasını önlemeye yönelik bir girişim gündeme geldi. Bu girişim, Fransa Hükümeti ile Fransa’da yaşayan Müslümanların temsilcilerinin desteği ile Fransa’da İslam Vakfı’nın kurulması. Bu Vakıf ile Fransa’daki camilerin inşa ve yönetiminin finansmanının sağlanması amaçlanıyor. Zira Fransa Hükümeti, Fransa’da hükümetlerin ibadethaneleri finanse edememesi nedeniyle camilerin inşa edilmesine ve yönetimine destek olamaz; diğer taraftan mevcut Fransa Hükümeti de Fransa’daki camilerin Fransa dışından finanse edilmesini istemiyor. Hal böyle olunca Fransız yetkililer Fransa’daki camilerin finansmanında şeffaflığı garanti edecek İslam Vakfı önerisi üzerinde çalışmaya başladılar. İslam Vakfı’nın Ekim ayına hazır olması bekleniyor. Fransız İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve, İslam Vakfı’ndan ayrıca radikal İslamcı söylemlere karşıt söylemler geliştirmekte faydalanabileceğinin altını çizdi. Bu husus Fransa açısından önemli; zira Fransa’da radikal İslamcı söylemler yaydığı için 20 cami kapatılmıştı.

Kısaca, Fransa ülkede yaşayan Müslümanların radikalleşmemesi adına önlemler alma telaşında. Şimdilik bu önlemler camilerin finansmanının Fransa dışından sağlanmasının önlenmesi ve finansmanda şeffaflığın sağlanması şeklinde. Ancak Fransa kamuoyunda sorulan bir soru da göz ardı edilmemeli. Fransızlar ülkelerinde yaşayan Müslümanların sadece ibadethanelerde cihatçı söylemler ile radikalleşmediğini düşünüyor ve radikalleşmeye yol açan medya ve sosyal ağlar konusunda ne gibi önlemler alınabileceğini merak ediyor. Neticede Fransa ülkede yaşayan Müslümanların radikalleşmesini önleyecek önlemlerde başarılı olursa, ülkesinin cihatçı terör sistemleri tarafından girdi olarak kullanılmasını da önlemiş olacak.

Yorumlar