Doç. Dr.  Dilek Yiğit Doç. Dr. Dilek Yiğit

Askeri Schengen: Bir Ütopya

24 Kasım 2017
Askeri Schengen: Bir Ütopya

2015 yılının Kasım ayında Amerikalı General Ben Hodges yaptığı bir açıklamada, Avrupa’da güvenliğin sağlanmasına yönelik çabaların zorluklarla karşılaştığını, prosedürlere ilişkin bu zorlukların NATO asker ve mühimmatının serbestçe dolaşımını engellediğini, NATO’nun caydırıcı bir güç olması için prosedürlere ilişkin kuralların değiştirilmesi gerektiğini belirterek, Askeri Schengen oluşturulmasını önermiştir. Ben Hodges, daha sonra da, göçmenler bile NATO askerlerinden daha kolay dolaşıyor diyerek kendince kıyaslama yoluyla[1] NATO asker ve mühimmatının dolaşımına dair sorunun ne kadar büyük olduğuna dikkat çekmiştir.

Hodges’un göçmenlerin NATO asker ve mühimmatından daha kolay dolaştığı yönündeki görüşü tartışmaya açıktır; ama NATO asker ve mühimmatının sınır aşan geçişlerinin izne tabi olduğu da bir gerçektir. Bu izin süreci, yeknesak olmayan kurallar nedeniyle, ülkeden ülkeye farklılık gösterebilmekte ve bir-iki hafta sürebilmektedir.

Askeri Schengen önerisinin gündeme getirilmiş olduğu tarih ise tesadüf değildir; zira 2015 yılına gelindiğinde Soğuk Savaş koşullarına dönmenin/ yeni bir soğuk savaş yaratmanın provası Ukrayna krizi ile çoktan yapılmıştı. Ukrayna’da kriz 21 Kasım 2013 tarihinde Rusya yanlısı olarak bilinen Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’in Avrupa Birliği ile Ortaklık Anlaşması/Derin ve Kapsamlı Serbest Ticaret Anlaşması görüşmelerini askıya alması ile başlamıştır. Zaten ekonomik ve siyasi açıdan sorunlar yaşayan Ukrayna’da Yanukoviç’in aldığı bu karar, ülkede Batı yanlıları ile Rusya yanlıları arasında mevcut kutuplaşmayı daha derinleştirmiş, ülkedeki kaos Rusya’yı harekete geçmesi için adeta davet etmiş ve Rusya Kırım’ı ilhak etmiştir. Üstelik Doğu Ukrayna’da ayrılıkçı hareketler Rusya tarafından desteklenmiş ve sonuçta Donetsk ve Luhanks Halk Cumhuriyetleri adında sözde iki devlet kurulmuştur.

Kısaca Rusya’nın müdahalesi ile bölge coğrafyasının de facto değişmesine sebep olan Ukrayna krizi küresel politikada Soğuk Savaş sonrası dönemin sona ermekte olduğunun somut işaretidir.

Ukrayna krizi ile Askeri Schengen oluşturulması önerisi arasında doğrudan bir nedensellik ilişkisi olmadığı ileri sürülebilir ama Rusya üzerinden güçlü bir dolaylı nedensellik ilişkisi olduğu kesindir. Kırım’ı ilhak eden ve Doğu Ukrayna’da ayrılıkçı hareketleri destekleyen Rusya, Soğuk Savaş döneminde olduğu gibi, Batı karşısına bir tehdit olarak dikilmiştir. Sonuçta Soğuk Savaşın bitimiyle bazı çevrelerde oluşan ya da oluşturulmaya çalışılan “ortak” (partner) Rusya algısı yıkılmıştır.

Amerikalı General Ben Hodges 2013 yılında hiç kimsenin Rusya’nın Batı için stratejik bir sorun olacağını tahmin edemediğini ve 2013 yılını takiben iki yıl içinde güvenlik meselesinin önemli ölçüde değiştiğini söyleyerek önerisinin arkasında yatan asıl nedenin Rusya olduğunu gizlememiştir.

Bu çerçevede Askeri Schengen oluşturulmasının NATO asker ve mühimmatının serbest dolaşımının sağlanmasına yönelik bir amaç olmadığı; Rusya tehdidi ile mücadele için NATO asker ve mühimmatının konuşlanma hızını ve dolayısıyla caydırıcılığını artırmaya yönelik bir araç olduğu aşikârdır.

2016 yılına gelindiğinde ise, bu sefer de, üç Baltık devletinin savunma bakanları NATO asker ve mühimmatının dolaşımının önündeki engellerin kaldırılması çağrısı yaparak; Avrupa Birliği’nde kişilerin serbest dolaşımına imkân veren Schengen alanı örneğinde Askeri Schengen oluşturulmasını önermiştir. Bu konuda Estonya, diğer müttefiklerine örnek olmak adına, askeri gemi ve uçakların ülkeye girişlerini hızlandıran ve kolaylaştıran yeni bir prosedür belirlemiştir. Bu prosedür uyarınca izin verme süreci maksimum yedi gün ile sınırlandırılmaktadır.[2] Estonya’nın girişiminin diğer müttefiklerce örnek alınması ve benzer düzenlemelere gidilmesi NATO asker ve mühimmatının serbest dolaşımını garanti etmeyecektir elbette; ancak NATO açısından kolaylaştırıcı bir unsur olacağı da kesindir.

Amerikalı generalin önerisinin Baltık devletleri tarafından tekrarlanması, önerinin arkasındaki esas nedenin Rus tehdidi olduğunun altını çizen önemli bir gelişme olarak değerlendirilmelidir. Zira Baltık devletleri Ukrayna Krizi örneği ışığında Rusya’nın, ulusal egemenliklerini ve ülkesel bütünlüklerini hedef alan girişimlerden kaçınmayacağını düşünmeye başlamıştır ve çözümü de NATO’nun caydırıcılığının artırılmasında aramaktadır.

Baltık devletlerinin Rus tehdidi ışığında güvenceyi NATO’da araması gayet normal bir durumdur aslında. Küresel politikada Soğuk Savaş koşullarına dönülüyor ise, Soğuk Savaş koşullarında kurulan NATO da kuruluşunun temel amacına odaklanmalıdır; yani Rus tehdidine karşı Batı bloğunun savunmasını sağlamalı ve Rusya’ya karşı gerekli önlemleri almalıdır. Açıkçası Batı’nın savunma ve güvenliğini garanti edecek, NATO’ya alternatif olacak bir yapının mevcudiyeti söz konusu değildir. Sonuçta Ukrayna krizi ile provası yapılan yeni soğuk savaş döneminde üzerinde konuşulacak ve güvenlik tartışmalarının merkezini oluşturacak başlıca uluslararası örgüt NATO olacaktır.

Askeri Schengen önerisi en son Hollanda tarafından gündeme getirilmiştir. Hollanda Savunma Bakanı Jeanine Hennis-Plasschaert  Askeri Schengen’i Avrupa gündemine taşırken, “tehdidin var olduğu her yere kolayca gitmeliyiz” demiştir. Diğer taraftan Avrupa Parlamentosu’ndan Urmas Paet de askerlerin ve mühimmatlarının sınırlardan geçişlerinin günleri bulduğunu ve Avrupa Birliği düzeyinde asker ve mühimmatların hareketlerini kolaylaştıracak yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu belirterek, çözümün Askeri Schengen oluşturulması olduğunu ifade etmiştir.

Dolayısıyla Askeri Schengen önerisinin arkasında hem ABD’nin, hem de Avrupa Birliği’nin Rusya tehdidini ensesinde hisseden yeni üyeleri ile bazı eski üyelerinin desteğinin olduğu açıktır. Ancak NATO’yu güçlendirmek ve caydırıcılığını artırmak amacıyla Askeri Schengen oluşturulması gerçekçi bir öneri midir? NATO üyeleri ve Avrupa Birliği’ne üye devletlerde bu yönde bir siyasi irade varsa Askeri Schengen gerçekleştirilebilir elbet. Ancak siyasi iradenin oluşmasını zorlaştıracak önemli bir faktör bulunmaktadır: NATO ve Avrupa Birliği üyelerinin bire bir aynı olmaması.

NATO üyesi olup, Avrupa  Birliği üyesi olmayanlar, Avrupa Birliği üyesi olup NATO üyesi olmayan devletler bulunmaktadır. Dolayısıyla Askeri Schengen alanı sadece Birlik üyelerinin girişimiyle Avrupa Birliği düzeyinde oluşturulacak ise, Birlik üyesi olmayan NATO üyelerinin bu alana dâhil olması nasıl sağlanacaktır? Askeri Schengen sadece Birlik üyelerinin katılımı ile oluşturulacak ise, bu Avrupa Birliği’nin güvenliğinin NATO üyelerinin güvenliğinden ayrıştırılması, Avrupa savunma ve güvenlik politikasının NATO’ya rakip olması anlamı taşıyacak mıdır? Askeri Schengen NATO üyelerinin tamamı için oluşturulacak ise NATO üyesi olmayan Birlik üyelerinin konumu nasıl düzenlenecektir? Bu ve benzer sorulara tahmin edici yanıtlar verilemediği müddetçe, siyasi irade tecelli etmeyecek ve Askeri Schengen öneri düzeyinde kalacaktır.

Üstelik Askeri Schengen önerisinin üzerinde inşa edileceği; iç sınırlarda kontrolün kaldırıldığı ve dış sınırların ortak sınırlar sayıldığı Schengen Alanı da sağlıklı işleyen bir model değildir. Dörtü EFTA üyesi olan 26 devletin oluşturduğu Schengen Alanında,  sözde Arap Baharı ile başlayan Avrupa’ya kitlesel sığınmacı akışı, devletler arasında gerginlikleri artırmış, devletler sınırlarında kontrollere başlamış ve dolayısıyla Avrupa entegrasyonu açısından büyük bir edinim olan Schengen Alanının geleceği sorgulanmaya başlanmıştır.

Schengen Alanının başarısı ve geleceği sorgulanırken, Schengen Alanı modeli üzerinden Askeri Schengen önerisinde bulunmak biraz ironik olsa gerektir.

Sonuçta, en azından öngörülebilir gelecek için Askeri Schengen önerisinin yalnızca bir ütopya olduğunu düşünmek için nedenlerimiz vardır.

 

NOT:  Bu makale Diplomatic Observer ve Diplomatik Gözlem'in Ekim 2017 sayılarında yayınlanmıştır.


 

[1] http://www.defensenews.com/smr/european-balance-of-power/2017/07/28/outgoing-us-army-europe-commander-pushes-for-military-schengen-zone/

[2] http://www.kaitseministeerium.ee/en/news/hanso-objective-military-schengen-area-allied-forces, 29 January 2016

 

Yorumlar