Doç. Dr.  Dilek Yiğit Doç. Dr. Dilek Yiğit

Söyle Bize Sebastian!

17 Ekim 2017
Söyle Bize Sebastian!

Geçtiğimiz Pazar günü Avusturya’da genel seçimler yapıldı. Halkın Partisi oyların %31’den fazlasını, Sosyal Demokratlar %26’sını ve Özgürlük Partisi de %26’sını aldı. Sonuçlar bu hafta içinde resmilik kazanacak.

Bu sonuçlar uyarınca Avusturya’nın yeni Şansölyesi, henüz beş ay önce Halkın Partisinin liderliğini üstlenen 31 yaşındaki Sebastian Kurz olacak.

Sebastian Kurz Avrupa siyasetinde yabancı karşıtlığı ve göçmen karşıtlığı ile tanınıyor. Kurz Avusturya’ya göçmenlerin girişini engellemek için Balkan rotasının kapatılmasını istemiş, burka yasağını desteklemiş, Avusturya’da bulunan göçmenlerin Avusturyalılardan daha az devlet desteği almaları gerektiğini belirtmişti.

Kurz yabancı ve göçmen karşıtlığı açısından Avrupa aşırı sağı kapsamına dahil edilebilir ama Avrupa aşırı sağının diğer liderleri gibi Avrupa Birliği ve entegrasyon hareketi karşıtı değil. Avrupa Birliği karşıtı ise bile Kurz’un bu karşıtlığı ifade eden beyanları olmadı.  Üstelik Avrupa Birliği üzerine yaptığı açıklamalar Birliği zayıflatmaya değil, bilakis güçlendirmeye yönelik nitelikte. Mesela Avrupa Komisyonunun 28 değil 14 Komiserden oluşması gerektiğini söyledi; yani her üye devletin Komisyon’da bir vatandaşı olmasını gerekli görmüyor. Bu federalist bir yaklaşım aslında ve Komisyonun supranasyonel niteliğini vurgulamaya yönelik. Avrupa Birliği’nin ortak dış ve güvenlik politikasının güçlendirilmesi gerektiğini söyledi; bu açıdan da entegrasyonun daha da derinleştirilmesi gerektiği görüşünde. Üstelik Kurz Birliğin bazı konularda çok zayıf olduğunu ifade etti; demek ki Birliğin bazı alanlarda güçlendirilmesini istiyor.

Sonuçta Kurz’un zaferi Birlik açısından tehlikeli bir gelişme değil. Ancak Avrupa Birliği açısından mesele Kurz’un hükümeti tek başına kuramayacak olması. Kurz’un Özgürlük Partisi ile koalisyona gitme ihtimali çok yüksek ve Özgürlük Partisi ile Birliğin yıldızları da hiç barışmadı. Avrupa’nın en eski aşırı sağ partilerinden biri olan Özgürlük Partisi 2000 yılında hükümete girmişti ve o dönem Avrupa Birliği Avusturya’ya resmi ziyaretlerin askıya alınması gibi diplomatik yaptırım uygulamıştı.

Günümüzde gözlemlenen Avusturya siyaset sahnesinden çekilmeyen bu partiye desteğin artma eğiliminde olduğu. Partiye yönelik artan desteği Almanya Şansölyesi Merkel Avusturya’da “büyük meydan okuyuş” olarak nitelendirmişti.[1]

Özgürlük Partisi göç karşıtı, İslam karşıtı ve ayrıca Avrupa Birliği karşıtı.  Avrupa Birliği’nin yetkilerini üye devletlere geri vermesini isteyen bu partinin lideri Heinz-Christian Strache Avrupa Birliği karşıtlığını Birleşik Krallık’ın Birlikten ayrılma kararını överek göstermekten çekinmiyor. Birleşik Krallık Birlik dışında daha güçlü olacaktır diyen Strache, Avusturya için de aynı fikirde olsa gerek. Strache Birlik karşıtı tutumunu “milliyetçilik yapmıyoruz; sadece Avrupalı ulus devletler arasında işbirliği istiyoruz” diyerek açıklıyor;[2] kısaca istediği bir Avrupa Birliği modeli varsa, bu model supranasyonel değil intergovernmental.

Dolayısıyla Sebastian Kurz’un Heinz-Christian Strache ile kuracağı ittifak Avrupa aşırı sağı tarafından Avrupa Birliği’ne bir darbe olarak okunurken ve memnuniyetle karşılanacak iken Brüksel’i ciddi derecede tedirgin etmekte. Bu tedirginlik Komisyon Başkanı Juncker’in Kurz’a ilettiği mektuptaki dilde zımnen görülmekte; zira Juncker Kurz’a istikrarlı, Avrupa yanlısı bir hükümet kurma konusunda büyük başarılar diliyor.[3] Avrupa Parlamentosu Başkanı Tajani de Avusturya’da ortak bir gelecek için birlikte çalışılabilecekleri Avrupa yanlısı hükümet istediğini gizlemiyor.[4]

Brüksel’den gelen bu açıklamaları Kurz’a “Özgürlük Partisi ile koalisyon kurma” önerisi olarak okumak mümkün tabii.

Kurz Özgürlük Partisi ile koalisyon kurarsa Avrupa Birliği’nin hemen diplomatik yaptırımlara başvurması beklenmiyor; başvurmamalı da! Birlik açısından en uygun olanı “bekle gör” politikası olsa gerek. Bu noktada önemli olan Kurz’un Avrupa Birliği’ne dair tutumunu Strache’in Birlik karşıtı politikaları ile nasıl uyumlaştıracağı. Dolayısıyla Avusturya’daki koalisyon müzakereleri Brüksel açısından da önemli. Seçimler sonrası Avusturya-Avrupa Birliği ilişkilerinin bir sınavdan geçeceğini söylemem de kesinlikle abartı olmayacaktır.

Söyle bize Sebastian! Özgürlük Partisi ile koalisyon kurarsan hükümetinin Avrupa Birliği politikası ne olacak?

 

[1] http://www.dailymail.co.uk/news/article-4984980/Sebastian-Kurz-victory-sends-shockwaves-Europe.html, 16 October 2017

[2] http://www.express.co.uk/news/world/754395/Political-Islam-Freedom-Party-Austria-asylum-EU-immigration, 15 January 2015

[3]http://www.dw.com/en/austria-election-europe-reacts-to-sebastian-kurz-victory/a-40974632,  16 October 2017

[4] http://www.express.co.uk/news/world/866799/Austrian-election-results-Antonio-Tajani-eu-latest-news-Sebastian-Kurz, 16 October 2017

 

Yorumlar