Doç. Dr.  Dilek Yiğit Doç. Dr. Dilek Yiğit

Trump NATO Savunma Harcamaları Konusunda Hassas...Ya Birleşmiş Milletler'in Finansmanında...?

26 Mayıs 2017
Trump NATO Savunma Harcamaları Konusunda Hassas...Ya Birleşmiş Milletlerin Finansmanında...?

Dün (25 Mayıs 2017) gerçekleştirilen NATO Zirvesinde beklenildiği üzere ABD Başkanı Trump şikâyetçi olduğu hususu gündeme getirdi ve NATO müttefiklerini NATO harcama kriterini karşılamadıkları için “azarladı”.

Bilindiği gibi NATO harcama kriteri, her bir üye devletin  GSYH’sının % 2’sini savunmaya ayırmasını gerektiriyor. Böyle bir kriterin belirlenmiş olmasının iki amacı var. Birincisi bu harcama kriteri NATO üyelerinin ortak savunmaya katkıda bulunmalarına dair siyasi iradelerinin göstergesi niteliğinde; yani bu kriter siyasi iradenin mevcudiyetinin test edilmesinde kullanılıyor. İkincisi  NATO’nun kredibilitesi açısından her üye ülkenin savunma kapasitesinin büyüklüğü önemli; yani bu kriter ile NATO’nun kredibilitesinin artırılması ve sürdürülmesi amaçlanıyor.

NATO tarafından yapılan 13 Mart 2017 tarihli basın açıklamasından da görüldüğü gibi, 2016 yılı itibarıyla NATO harcama kriteri ABD, Birleşik Krallık, Estonya, Polonya ve Yunanistan tarafından karşılanmakta. ABD GSYH’sının %3.58’ini savunmaya ayırıyor. Avrupalı müttefiklerin savunma harcamalarının GSYH’ya oranının ortalaması sadece %1.47. NATO’ya üye 28  devletten sadece beşinin bu kriteri karşılıyor olması örgütün kredibilitesi ve devamlılığı açısından ciddi bir sorun.

Dolayısıyla Trump kolektif savunmanın maliyetine en fazla Amerikalıların katlanıyor olmasından şikâyet etmekte ve Avrupalı müttefikleri daha fazla mali sorumluluk almaya çağırmakta haklı görünüyor.

Böylelikle bizler de Trump’ın  NATO’nun finansmanı konusunda ne kadar hassas olduğunu görmüş oluyoruz.

Peki ya Birleşmiş Milletler…? Trump aynı hassasiyeti uluslararası barış ve güvenliğin sağlanması ve korunmasından sorumlu, küresel örgüt Birleşmiş Milletler için de gösteriyor mu?

ABD Birleşmiş Milletler bütçesinin tek başına %22’sini, barış koruma operasyonları harcamalarının %28.5’ini karşılıyor. Bu oranlar ABD’nin Birleşmiş Milletler harcamalarını sırtlanmış olduğunu açıkça göstermekte; ancak Trump bu tabloyu korumak niyetinde değil. Trump ülkesinin Birleşmiş Milletler finansmanındaki payını azaltmak istiyor; %40-%50 arasında bir azaltmaya gitme planı var.

Bu plan Birleşmiş Milletler açısından oldukça tedirgin edici. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in sözcüsü Stephane Dujarric’in ifade ettiği gibi, ABD Birleşmiş Milletler’e yaptığı katkıyı azaltırsa, Birleşmiş Milletler’in barış, kalkınma, insan hakları ve  insani yardım çalışmalarının devam ettirilmesi imkansız hale gelecek.

Bu noktada Trump’ın Birleşmiş Milletler finansmanında ABD’nin payını azaltmaya yönelik planının ABD iç siyasetinde tartışmalara neden olduğunu ve olmaya devam edeceğini belirtelim. Zira plan sadece ekonomik açıdan değerlendirilebilecek bir plan değil, planın ABD’nin küresel rolü üzerine de yansımaları olacağından siyasi boyutu önemli.

Trmp gerçekten ülkesinin Birleşmiş Milletler finansmanını azaltmak istiyor olabilir mi? Bu da Birleşmiş Milletler üyelerine yönelik bir tehdit mi? NATO konusunda hassasiyet gösteren Trump’ın Birleşmiş Milletler konusunda aynı hassasiyeti göstermiyor olması, dış politikayı “hard-power” çerçevesinden okuduğu yönündeki görüşü haklı çıkarır mı?

Bütün bu sorular tartışmaya açık; ancak önemli olan bu soruların Birleşmiş Milletler’de reform ihtiyacının altının çizilmesi için bir fırsata dönüştürülmesi.

Yorumlar