Doç. Dr.  Dilek Yiğit Doç. Dr. Dilek Yiğit

Brexit'in "Erken Safha" Cebelitarık Sorunundan Falklands Savaşına

03 Nisan 2017
Brexitin Erken Safha Cebelitarık Sorunundan Falklands Savaşına

Geçtiğimiz hafta, Haziran 2016’dan beri beklenmekte olan eylem gerçekleşti; Birleşik Krallık hükümeti “boşanma belgelerini” Avrupa Birliği’ne resmen iletti. Böylelikle Lizbon Antlaşması’nın Birlik’ten çekilmeyi düzenleyen 50. maddesinde öngörülen süreç resmen başladı.

Birleşik Krallık Başbakanı May’ın tabiriyle “dönüşü olmayan” bu boşanma sürecinin  hem Birleşik Krallık hem de Avrupa Birliği açısından sorunlu, etkilerinin büyük olacağını öngörmek zor değil. Meselenin ekonomik, siyasi, sosyal yönleri var; bir de tarafların birbirlerine özellikle de Avrupa savunması ve güvenliği konularında aba altından sopa göstermek suretiyle “şantaj”  sinyalleri vermesi çabası.

Brexit’in hangi etkisine kafa yoracağını şaşıran akademisyen ve siyasiler,   son günlerde konuya dair “erken safha” yeni bir sorunla karşılaşmak zorunda kaldılar: Cebelitarık meselesi.

Sorun İspanya’nın Birleşik Krallık Avrupa Birliği’nden ayrıldığında Cebelitarık sınırını kapatmayacağını açıklaması ile başladı. Üstelik İspanya Dışişleri Bakanı  İspanya’nın sınırları açık tutma girişiminin Londra tarafından kabul edilmemesi halinde Londra ve Avrupa Birliği ilişkilerinin daha da gerileceğini açıkladı.  

Bunun anlamı İspanya’nın Brexit’i Cebelitarık’ın statüsünü değiştirmek amacıyla fırsata dönüştürme arzusunda  olması demek.  İspanya Brexit gerçekleştiğinde iç pazarda yer alamama, dolayısıyla  izole edilme korkusu ve telaşında olan Cebelitarık halkının korkularını tetiklemek ve Birleşik Krallık egemenliğine karşıt bir hareket başlatmak istiyor.  

Cebelitarık halkının büyük çoğunluğunun Britanyalı kalma arzusunda olduğu dikkate alınırsa, Madrid’in Britanyalı kalmanın maliyetini ve bu maliyetten kaçınmanın tek çaresinin yarımadanın statüsünün değiştirilmesi olduğu konusunda Cebelitarık halkını ikna etme çabasına girişmiş olduğu açık.

İspanya sadece Cebelitarık halkının etkilemeye çalışmıyor; ayrıca  Cebelitarık meselesinde  Avrupa Birliği’nin desteğini alacağı yönünde bir beklenti içinde. Üstelik bu beklentinin Brüksel çevreleri tarafından güçlendirilmekte olduğu yönünde  iddialar da mevcut. Bir diplomatın ifadesiyle İspanya Cebelitarık meselesini çok ciddiye alıyor ve bu ciddiyetle Birliğin desteğini almaması için bir neden yok.

Diğer taraftan bazı uzmanlar Londra’nın Brüksel’e gönderdiği resmi boşanma evraklarında  Cebelitarık’ın geleceğine ilişkin herhangi bir ifadenin yer almamış olduğuna dikkat çekerek,  bu durumu Londra’nın  Cebelitarık’ı Madrid kadar önemsemediği şeklinde yorumluyorlar. Şahsen  Brüksel’e gönderilen evraklarda Cebelitarık konusuna değinilmemiş olmasını Londra’nın bu denizşaırı toprağına önem vermediği şeklinde okumanın abartılı olduğu kanısındayım.

Bu kanımı da Londra’dan gelen tepkiler güçlendiriyor. Zira Londra  Cebelitarık pozisyonunu net olarak açıkladı: Cebelitarık halkının özgür ve demokratik taleplerine aykırı bir şekilde  Cebelitarık  üzerindeki egemenliğin başka bir devlete  devrine ilişkin hiçbir anlaşmaya girilmeyecek. Kısaca Londra Brexit müzakerelerinin Cebelitarık’ın statüsünün tartışıldığı bir arenaya dönmesine izin vermemek de kararlı. Ancak Birlik ile yapacağı ve Brexit sonrası Birlik ile ticari ilişkilerini düzenleyecek anlaşmaların Cebelitarık üzerinde hak ve yükümlülük doğurmasını sağlayacak. Bu da Birleşik Krallık’ın deniz aşırı ülkesi üzerinde egemenliğinin doğal bir sonucu olarak görülmeli.

Ancak Brexit bahanesi ile Avrupa Birliği’nin de desteğini alacak olan İspanya Londra’nın egemenliğine meydan okursa ne olacak? Londra da bazı çevreler bu soruya Falklands örneğini göstererek yanıt veriyor. Mesele egemenlik hakkını korumak olunca Falklands için Arjantin ile savaşan Londra Cebelitarık için neden İspanya ile savaşmasın?

Cebelitarık’ın “erken safha” Brexit sorunu olduğu açık. Ancak bu aşamada Cebelitarık’ı Falkland ile kıyaslamak suretiyle bir savaş öngörüsünde bulunmak da yanlış.  Bu aşamada Londra “savunma” pozisyonunda ve sorunun büyüme kapasitesini Madrid’in ofansif tavrı ile bu tavrın Brüksel’den tarafından göreceği destek belirleyecek.

 

 

 

 

Yorumlar