Geçtiğimiz Kasım ayında Avrupa Parlamentosu Başkanı, Sosyalist ve Demokratlar İttifakı parlamenteri Martin Schulz Avrupa siyasetini bırakarak Alman iç siyasetine döneceğini açıklayınca, Avrupa Birliği yasama organlarından biri olan Avrupa Parlamentosu başkanlığı için yarış başladı. Parlamento iç tüzüğü uyarınca Parlamento başkanı olmak için adayın salt çoğunluğu yakalaması gerekiyor.
Avrupa Parlamentosu başkanlığı Avrupa Birliği yönetimi açısından oldukça önemli; zira başkan hem Avrupa Birliği içinde hem de uluslararası arenada Parlamento’nun temsilcisi ve ayrıca Avrupa hukuki tasarruflarının yürürlüğe girmesi için imzası şart.
Avrupa Halkları Partisi (EPP) Antonio Tajani’yi, Sosyalist ve Demokratlar İttifakı (S&D) Gianni Pittella’yı aday olarak gösterdi. Avrupa İçin Liberaller ve Demokratlar Grubu’ndan (ALDE) ise Belçika’nın eski Başbakanı, kararlı Avrupa federalisti Guy Verhofstatdt başkanlık için adaylığını açıkladı.
Bu yarışın kazananını, yani Avrupa Birliği için böyle önemli bir pozisyonu dolduracak kişinin kim olacağını öğrenmek için 17 Ocak’taki başkanlık seçimini beklememiz gerekecek.
Aday isimler üzerinde tartışmalar sürerken, EPP’nin lideri Manfred Weber, Parlamento başkanlığını merkez sağın üstlenmesi gerektiğini belirtmek isterken, herkesin varlığından haberdar olduğu ama kimsenin görmediği, Brüksel’in en çok aranan belgesi “Güç Paylaşımı Anlaşması”nı kamu oyu ile paylaşmış oldu.
“Güç Paylaşımı Anlaşması” 24 Haziran 2014 tarihinde EPP’den Manfred Weber ve S&D’den Martin Schulz tarafından imzalanmış. Bu anlaşma uyarınca beş yıllık parlamento görev süresinde ilk iki buçuk yıl parlamento başkanlığının S&D’ye, ikinci iki buçuk yıl için ise EPP’ye bırakılması öngörülmüş.
Dolayısıyla EPP, Schulz sonrası “sıra bizde” diyor, S&D’nin EPP adayı Antonio Tajani’yi desteklemesini istiyor; gerekçesi ise bu anlaşma. Ancak bu anlaşmanın tarafı olan S&D’nin adayı Gianni Pittella anlaşmaya sırtını şimdiden döndü bile. S&D’nin anlaşmaya sırtını dönmesi ahde vefa ilkesi kapsamında tartışılır. Avrupa İçin Liberaller ve Demokratlar Grubu (ALDE) ise bu anlaşmanın kendilerini bağlamadığı görüşünde. Metnin altında ALDE’yi temsil eden bir imza göremediğimize göre, ALDE’nin bu tavrındaki haklılık şüphe götürmüyor.
Avrupa Parlamentosu’nda tansiyon yüksek. Bu noktada Avrupa Birliği siyasilerine, Avrupa Birliği uzmanlarına ve Avrokratlara düşen bu gerginliğin Avrupa Birliği’nin diğer kurumlarına ve üye devlet siyasilerine yansımamasını umut ederek, Parlamento başkanının belirleneceği 17 Ocak tarihini beklemek.