Doç. Dr.  Dilek Yiğit Doç. Dr. Dilek Yiğit

Avrupa İçin Liberaller ve Demokratlar İttifakı'ndan "Sığınmacı" Çıkışı

23 Aralık 2016
Avrupa İçin Liberaller ve Demokratlar İttifakından Sığınmacı Çıkışı

Sözde Arap Baharı ile Avrupa Birliği’nin Ortadoğu kaynaklı tehdit ve risk algılamaları, enerji güvenliği, cihatçı terör örgütlerinin yükselişi ve sığınmacı sorunu konuları üzerinde şekillendi. Özellikle aralarında ilinti kurulan son iki mesele hem supranasyonel düzeyde hem de ulusal düzeylerde ciddi tartışmaların ve siyasi hizipleşmelerin nedeni olurken, üye devletlerde önümüzdeki seçim sonuçlarını etkileyecek başlıca faktörler arasında yerini aldı.

Avrupa Birliği’nin sözde Bahar’a hazırlıksız yakalanmış olduğu akademik çevrelerin üzerinde uzlaşıya vardığı bir konu. Ancak “hazırlıksız yakalanmak” ile “krizi yönetememek” aralarında nedensellik ilişkisi olsa da, Avrupa Birliği’nin ve üye devletlerin sözde Bahar’a hazırlıksız yakalanmış olması, sığınmacı krizini yönetmede gösterdikleri kabiliyetsizliğin tek açıklaması olamaz.

Bu koşularda Avrupa’da aşırı sağın sığınmacı karşıtı söylemler üzerinde yükselmekte olduğu bir gerçek. Üstelik Avrupa Birliği de, kendisine karşı söylemler üzerinden siyaset yapan aşırı sağı, sığınmacı krizini yönetemeyerek beslemekte. Avrupa Birliği’nin “yanlış”, “yetersiz”, “kusurlu”, hangi sıfatı kullanırsanız kullanın, sığınmacı akını karşısındaki politikası ya da politikasızlığı üye devletlerde ana akım siyasiler için de ciddi bir sorun.

Avrupa’da aşırı sağın sığınmacı karşıtı söylemleri, Avrupa kıtasına yayılmış bu siyasi ailenin bir “Avrupa Kalesi” kurmakta kararlı olduğunu gösteriyor.

Avrupa aşırı sağı “Avrupa Kalesi” peşinde koşarken, Avrupa Parlamentosu’nda Avrupa İçin Liberaller ve Demokratlar İttifakı’ndan (ALDE) dikkat çeken bir çıkış geldi.

ALDE parlamenteri Belçikalı Louis Michel Kenya’dan yaptığı açıklamada “insanlığın tarihi göçün tarihidir. ‘Sıfır göç’ hiç yaşanmamıştır ve yaşanmayacaktır” dedi. Ayrıca göç akınının Avrupa’nın değerlerine uygun ve insani bir şekilde yönetilmesi gerektiğini belirterek, Avrupa Kalesine meydan okudu: Avrupa’yı kaleye çevirmek çözüm olamaz sözleriyle.

ALDE’nin Louis Michel sözcülüğünde bu çıkışını, Birliğe üye devletlere sığınmacılara karşı açık kapı politikası uygulayın önerisi olarak okumuyorum. Ancak ALDE’nin vurgulamak istediği, Avrupa Birliği’nin istinat ediyor olduğunda ısrar ettiği insan hakları değerlerinin, sığınmacı karşıtlığı zemininde, göz ardı edilmemesi. Zira Avrupa liberallerinin farkında olduğu bir risk var; Avrupa Birliği’nin ve üye devletlerin kendi değerlerini bir kenara atması, Avrupa Birliği’nin meşruiyetini de tartışmaya açar.  Yani aşırı sağın Kale Avrupa’sı, meşruiyeti tartışmalı bir Avrupa olur.

Ancak Avrupa aşırı sağın tepkisini tahmin edebiliyorum: “Meşruiyeti tartışmalı Avrupa mı? Kimin umrunda?”

 

 

Yorumlar