Avrupa Parlamentosu Başkanı Schulz’un istifa edeceğini açıklaması üzerine kaleme aldığım “Schulz Sonrası Avrupa Birliği’nde Siyasi Dengeler Bozulur Mu?” ve “Avrupa Parlamentosu’nda Kargaşa ve Liberallerin Atağı” başlıklı yazılarımda aslen iki ana hususa vurgu yapmıştım. Birincisi Schulz’un istifası ile Avrupa Birliği yönetimine sağın hakim olacağı kaygısının oluştuğu, hatta bu kaygıyı paylaşan çevrelerin Komisyon Başkanı Juncker’ın istifasını istemeleri hususu idi ki; Juncker tarafından istifanın söz konusu olmayacağı açıklaması geldi. İkincisi Avrupa Parlamentosu’nda Sosyalist-Demokrat Grup ile Avrupa Halkları Partisi arasındaki rekabeti, liberallerin kendileri adıma fırsata dönüştürme hususu idi, Liberaller kendi adaylarının başkanlığı için Parlamento’da baskı oluşturma imkânı yakaladı.
Avrupa Parlamentosu başkanlığı için siyasi gruplar arasında rekabetin sürmekte olduğu günümüzde, Sosyalistler Avrupa Parlamentosu başkanlığını kaptırmamakta kararlı görünüyor. Kısaca Parlamento’da “Game of Thrones” sahneleniyor.
Avrupa Parlamentosu başkanlığı için yarışan Sosyalist Parlamenter İtalyan Pittella’nın, Avrupa Parlamentosu başkanlığını kazanmak amacıyla iki boyutlu strateji izlediğini gözlemlemekteyim. Birinci strateji, Avrupa Parlamentosu içinde Yeşiller ile Avrupa Birleşik Solu-Nordik Solu’nun desteğini almak. Bu strateji Parlamento’da sol kanadı bir araya getirmek olarak okunabilir. Pittella bu stratejisinde başarılı olursa “Büyük Koalisyon” kurulmuş olacak. İkinci strateji, Avrupa Birliği’ne üye devlet iktidarları düzeyinde kulis yapmak. Pittella’nın, istifası öncesi İtalya Başbakanı Renzi ve Fransa Cumhurbaşkanı Hollande gibi sol görüşlü liderler ile irtibat kurduğu, bu liderlerin Pittella’ya “devam edin ve limitleri zorlayın” dediği yönünde haberler Batı basınında yer alıyor.
Avrupa Birliği üzerinde çalışan bir akademisyen olarak, Pittella’nın ikinci stratejisinden çok birinci stratejisi üzerinde yoğunlaşması gerektiğini düşünüyorum. Zira başkanını seçecek olanlar Avrupa parlamenterleri ve parlamenterler kendi ülkelerin temsilcileri değiller; zaten Parlamento’da milliyetlerine göre değil, siyasi görüşleri doğrultusunda grup oluştururlar. Dolayısıyla kendi hükümetlerinin Avrupa Parlamentosu başkanlığı için düşündükleri isim, Avrupa parlamenterleri açısından bağlayıcı olamaz. Pittella, Avrupa Parlamentosu başkanı olmak istiyorsa, Parlamento içinde Büyük Sol Koalisyonu kurmalıdır.
Diğer taraftan Batı basınında yer alan haberler Pittella’nın liberallerden de oy alabileceğine işaret ediyor; eğer böyle ise Pittella için başkanlık ihtimali yükseliyor demektir.
Neticede Parlamento başkanlığını kimin kazanacağı konusunda ancak tahminde bulunabiliriz, sonucu net olarak şimdilik kestiremiyoruz. Ama Avrupa Parlamentosu’nda “Game of Thrones”un kazananını Parlamento içindeki ittifakların ve hizipleşmelerin belirleyeceği kesin.