Yasin Yıldız Yasin Yıldız

Jeopolitik Öngörüde Tıbbi İstihbaratın Rolü: Devlet Başkanlarının Sağlık Durumları

07 Ekim 2020
Jeopolitik Öngörüde Tıbbi İstihbaratın Rolü: Devlet Başkanlarının Sağlık Durumları

          Tıbbi istihbaratın bir istihbarat türü olarak ortaya çıkış sürecine bakıldığında genel olarak tıbbi tehditler ile ülkelerin tıbbi durumlarından ve gelişmelerinden haberdar olmak şeklinde bir kapsamla karşılaşılır. Bununla birlikte tıbbi istihbaratın çalışma alanları arasındaki muhtemelen en ilginç konu, yabancı liderlerin sağlık durumlarının izlenmesidir. Taktik seviyede yabancı liderlerin sağlık durumları hakkında elde edilen verilerin tıbbi bilgiye sahip istihbarat analistlerince değerlendirilmesi sonucu ortaya çıkacak bilgi, gerçekte stratejik seviyede bir istihbarat ürünüdür. Devletlerin -özellikle uluslararası ilişkiler alanında- kendi pozisyonlarını belirlemesinde, bu tür bir bilginin karar alıcılara sağladığı katkı çok büyüktür.

            Stratfor firması istihbarat başkan yardımcısı Fred Burton, yabancı liderlerin sağlık durumlarının bilinmesinin; o ülkenin gelecekteki liderinin kim olacağı, muhtemel liderin ülkeyi farklı bir yöne götürme ihtimali ve jeopolitik değişiklik yaratıp yaratmayacağı gibi konularda öngörüde bulunmayı sağlayacağını ifade etmektedir.[1] Benzer şekilde Brown Üniversitesi’nden Rose McDermott’un da hasta bir liderin gerçek sağlık durumunun öğrenilmesinin yabancı bir ülkeye siyasi ve diplomatik avantajlar sağlayacağını söylediği belirtilmektedir.[2]

            Devlet başkanlarının sağlık durumunun öğrenilmesi ile ilgili taktik seviyedeki tıbbi istihbarat çalışmalarında, açık kaynaklardan elde edilen yüksek çözünürlükteki video ve fotoğrafların tıbbi uzmanlar tarafından analiz edilmesi en temel yöntemlerden birisidir. Ardışık olarak analiz edilen görüntülerdeki saç dökülmesi, kilo değişimi, deri renginin canlılığı, et beni gibi kolayca fark edilebilecek değişiklikler altta yatan hastalıklar hakkında uzmanlara ipucu vermektedir.

           Ayrıca videolardan kişinin nasıl yürüdüğü, topallama ya da zor yürüme emarelerinin olup olmadığı, bir kolunu diğerine göre tercih edip etmediği, yüzünün simetrisinde değişiklik olup olmadığı gibi hususlar da değerlendirilebilmektedir. NBC News’in haberinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yürürken sol kolunu serbestçe hareket ettirmesine rağmen sağ elini kendisine yakın tutmasının Radboud Ünivesitesi’nden Nöroloji profesörü Bastiaan Bloem’in dikkatini çektiği, Bloem’in Putin’in Parkinson hastası olmasından şüphelendiği belirtilmektedir. Bloem’in daha sonraki araştırmaları sonucunda eski KGB eğitim kılavuzundan ajanların mümkünse sol tarafla ilerlemeleri, sağ ellerini düşmanla karşılaşma durumunda silahlarını daha hızlı çekebilmek için kendilerine yakın tutmaları konusunda eğitildiğini öğrendiği ifade edilmektedir. Rus başbakanlardan Dimitry Medvedev, Rus komutan Anatoly Sidorov ve iki eski Rus savunma bakanının da aynı şekilde yürüdüklerini tespit etmiştir.[3]Örneğin 2003 yılına ait görüntüde Libya’nın o dönemki lideri Kaddafi’nin burnunun sol tarafında belirgin bir et beninin oluştuğu görülmektedir. Önceki yıllarda da olduğu anlaşılan benin makyajla kapatılmış olsa bile daha küçük boyutlarda olduğu ve zamanla büyüdüğü anlaşılmaktadır.

            Liderlerin muayene/tedavi oldukları hastane kayıtlarına ulaşmak tıbbi istihbaratın veri toplama aşamasında kullandıkları yöntemlerden birisidir. Ayrıca konakladıkları otelden temin edilebilecek saç ve idrar numuneleri, boş ilaç şişeleri de laboratuvar analizleri için önemli kaynaklardır. Bununla birlikte diyabet, tansiyon ve kolesterol gibi rahatsızlıklar için hazırlanmış özel diyetler içeren yemek menülerinin de ikincil kaynak olarak veri toplamada kullanıldığı bilinmektedir. Ses analizleri ile kişinin sesindeki değişikliklerden vokal kord tümörü ya da hipotiroid gibi hastalıklarının olup olmadığına dair çıkarımların yapılması mümkündür. Benzer şekilde el yazısının analizinden parkinson sendromu analizi yapılabilir.

            Amerikan eski başkanlarından Bush’un Türkiye ziyareti sırasında otelde kullanacağı klozette düzenleme yapıldığı, yanında getirdiği tuvaleti kullanarak atıkların görevliler tarafından götürüleceği bilgisinin üst düzey bir yetkili tarafından teyit edildiği bilgisi Türk basınında yer almıştır.[4]

            Bu alanda yapılan tıbbi istihbarat faaliyetleri liderlerin fiziksel sağlıkları kadar mental sağlıkları üzerine de çalışmaktadır. Dr. Jonathan Clemente liderlerin nasıl davranacağını belirlemek üzere Amerikan merkezi haber alma teşkilatı CIA bünyesinde “Medical and Psychological Assessment Cell - MPAC” (Tıbbi ve Psikolojik Değerlendirme Birimi) ismiyle bir birimin olduğunu ifade etmektedir. Clemente’e göre liderlerin mental durumlarını belirleme çalışmalarının tarihi, CIA’in öncülü olan ve Adolf Hitlerin psikolojik profilini hazırlayan Office of Strategic Services- OSS’e uzanmaktadır.[5] Amerika Birleşik Devletleri’nin askeri istihbarat sistemi altında kurduğu ancak sonradan sivilleştirdiği National Center for Medical Intelligence-NCMI isimli bir tıbbi istihbarat birimi olmasına rağmen, yabancı liderlerin sağlık durumlarını inceleme faaliyetini CIA’ye bağlı bir ünitede gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır.

            Dr.Rose McDermott mental durum tespiti yapmanın semptomların daha az görünür olması, bipolar bozukluk gibi rahatsızlıkların ilaç tedavisi ile kontrol altına alınması gibi sebeplerle daha zor olduğunu ifade etmektedir. McDermott ayrıca fiziksel rahatsızlıklar için alınan ilaçların da kişilerin davranışlarını ve karar verme yeteneklerini bilişsel ve entelektüel olarak etkileyebileceğini belirterek kararlarının tahmin edilemez olabileceğini söylemektedir.[6]

            CIA’e ait ve 16 Mart 2005’te kamuya açılan “Spring 1979 Vol:23 No:1” sayılı belgede yabancı liderlere dair yapılan tıbbi istihbarat çalışmalarından örnekler yer almaktadır. Fransa eski Cumhurbaşkanlarından Georges Pompidou’nun Ocak 1973’ten önceki on sekiz ay boyunca kilo almaya başladığı, yüzünün kortizon tedavilerinde karakteristik olarak görülen şişkin bir hal aldığı ve Şubat ayındaki ilk istihbarat raporunda Pompidou’nun sağlığının iyi olmadığının bildirildiği belirtilmektedir. Temmuz 1973’te gözlemlerin doğrulandığı ve son istihbaratın çoklu miyelom (kemik iliği kanseri) olarak bildirildiği ifade edilmektedir.[7] Aynı belgede Leonid Brezhnev ile ilgili olarak; diğer liderlerle karşılaştırıldığında Brezhnev hakkında CIA’in hiçbir zaman eksiksiz ve ayrıntılı bir istihbarata sahip olamadığı belirtilmektedir. Buna rağmen 20 yıldan fazla bir süre Brezhnev’in sağlık durumu ile ilgili veri toplamaya devam edildiği ifade edilmektedir. Brezhnev’in sağlığı üzerine uzaktan yapılan gözlemlere dayalı tıbbi istihbarat analizlerinin odak noktasının 1960’larda kalp krizi geçirmiş olması, hipertansiyon hastası olması ile sigara ve alkol düşkünlüğü olduğu anlaşılmaktadır. 1968’deki Çekoslavakya’nın işgalinden önce Brezhnev’in Alexander Dubcek ile yaptığı Cierna görüşmelerindeki fiziksel çöküşü de bahsedilen sebeplere dayandırılmaktadır. 1973’te bir tıbbi analistin tesadüfi şekilde ancak zekice gözlemi sonucunda aralıklarla kardiyak aritmi geçirdiğini, dişlerinin şeklinin bu nedenle bozuk olduğunu ve yemek yerken zorlandığını tespit etmesinin üzerinden çok geçmeden kalp pili takıldığı anlatılmaktadır. Bu tespitin daha sonraki analizlerde iki büyük hataya düşülmesinin de önüne geçtiği ifade edilmektedir. Bunlardan birisi ağız kanseri olduğu yönündeki net olmayan raporlar iken diğeri hipertansiyon sebebiyle inme geçirdiğine dair rapordur. Yüzünün bir tarafının sarkık olduğu ve gözkapağının birinin düşük olduğu fotoğraflardan net olarak tespit edilen Brezhnev’in, kolunun birini zor hareket ettirmesi ve konuşurken kelimeleri düzgün telaffuz edememesi bu yanlış raporların kaynağı olarak gösterilmektedir. Ancak yukarıda belirtilen dikkatli analiz sonucunda yüzündeki düşüklüğün ve konuşmadaki bozukluğun sebebinin dental rahatsızlıklar olduğu, göz kapağının yıllardır düşük olduğu, kolunu hareket ettirmekteki zorluğun ise bursit hastalığı sebebiyle olduğunun anlaşıldığı aktarılmaktadır.[8]

            Yabancı liderlerin sağlık durumlarına dair özellikle gözleme dayalı verilerden yapılan çıkarımlar sonucu elde edilen analizlerin doğruluğu daima şüphelidir. Ancak gelişen teknoloji ve artan kaynaklarla bu alanda doğruya en yakın şekilde yapılacak analizin, bir liderin sağlığı hakkında önemli bilgiler vereceği de kesindir. Yabancı ülkelerin karar alıcılarının sağlık durumlarını bilmek, sağlıklarının verecekleri kararlar üzerindeki etkilerini tahmin etme imkânı sağlayacaktır. Görevini yapmasına engel teşkil edecek seviyede sağlık problemleri olan bir lidere sahip ülke hakkında, mevcut liderin ardılı olabilecek alternatifler biyografik istihbarat ile değerlendirilebilir. Bu değerlendirmeler sonucunda jeopolitik değişikliklere yol açabilecek yönetim değişikliklerinin öngörülmesi mümkün olacaktır. Her ülke bölgesinden başlayarak küresel etkinliğini artırma çabasındadır. Bunu yapabilmek için bilginin bu türüne de, bu bilgiyi sağlayacak tıbbi istihbarata da ihtiyaç vardır. Francis Bacon’a atfedilen “Scientia est potentia-Bilgi güçtür” sözünde ifade edilen bilginin, evrenin tüm bilgisini kapsadığını dolayısıyla tıbbi istihbaratı da kapsadığını söylemek yanlış olmayacaktır.

 

 

Bu makale ilk olarak Diplomatik Gözlem dergisinin Eylül 2020 sayısında yayınlanmıştır. 


 

i yasinyildiz8278@gmail.com

[1] Burton F., Above the Tearline: The Value of Medical Intelligence, 07.09.2011, Youtube (Erişim:05.08.2020)

[2] Spies Track Physical Ilnesses of Foreign Leaders, Voice of America, 19.09.2011

*Resimler Burton’un videosundan alıntıdır.

[3] NBC News, Why Does Vladimir Putin Walk Like That?, Maggie Fox, 16.12.2015

* Photo by Yuri Kochetkov, Pool via AP, 01.10.2015

[4] Gazete Vatan, Seyyar Tuvaletiyle Birlikte Geliyor, 23.06.2004

[5] Clemente J., CIA’s Medical and Psychological Analysis Center (MPAC) and the Health of Foreign Leaders, International Journal of Intelligence and CounterIntelligence, Volume:19 Issue:3, June 2006,  pp. 385-423

[6] Spies Probe the Mental State of Foreign Leaders Pt II, Voice of America, 19.09.2011

[7] CIA, Studies in Intelligence, Spring 1979, TR-SINT 79-001, Vol.23 No.1,  pp.3-4

[8] Agk. ss.5-6

 

Yorumlar