Şanlı Bahadır Koç Şanlı Bahadır Koç

Trump'ın Asya Tercihleri Türkiye'yi Etkiler mi?

23 Kasım 2016
Trumpın Asya Tercihleri Türkiyeyi Etkiler mi?

Trump nasıl bir dış politika izleyecek?

Bu konuda elbette bir şeyler söylenebilir ama çok iddialı, köşeli ve erken tahminler yapmak riskli.

Niye?

Çünkü Trump,

1) “fırıldak bir adam”,

2) dış politika konusunda önemli ölçüde cahil ve tecrübesiz,

3) daha ekibi bile henüz tam belli değil,

4) sorumluluk aldığında ve Oval Ofis’e girdiğinde dünya birden oldukça farklı görünebilir,

5) kampanyada dış politika hakkında da dolu şey söyledi ama bunların çok azı bir iki satırdan daha fazla ayrıntı ve derinliğe sahipti.

Bu liste daha da uzatılabilir.

Ama bir konu var ki o konuda kendini net bir şekilde bağladı.

Geçen gün yayınladığı kısa videoda Beyaz Saray’daki ilk gününde TPP’yi (Transpasifik Ortaklık Anlaşması) iptal edeceğini açıkladı.

Denebilir ki, zaman içinde bu konuda bile “kıvırabilir” ama herhalde bu konuda yan çizmesi diğer vaatlerine göre artık daha zor.

Bu adım söz konusu ortaklığın fiilen daha doğmadan ölmesi anlamına geliyor.

Çin hemen bu boşluğu doldurmak için istekli olacağını gösterdi.

Asyalı devletler Trump’ın Çin’le ticari konularda dalaşmakla beraber askeri konularda “buralarda bayrak göstermek” konusunda o kadar da istekli olmayabileceğinden endişeleniyorlar.

Bu konuda kesin yargıya varmadan önce Trump’ın göreve gelip biraz dosyalara hakim olmasını bekleyeceklerdir.

Gerçi Trump’ın kalın brifing dosyalarını okuyacağından emin olmak da çok kolay değil.

W Bush gibi 1.5 sayfadan daha uzun şeyler okumaktan kaçınan bir başkan olma ihtimali daha fazla.

Neyse, ABD’nin Asyalı müttefikleri Trump’a biraz zaman ve iyiniyet kredisi verdikten sonra güvenlikleri konusunda Trump döneminde ABD’ye güvenip güvenemeyeceklerine dair yeni başkanda “bir ışık göremezlerse” Çin’i “üzmekten daha fazla kaçınacaklardır.”

Eğer bu ülkeler “inanmak istemiyorduk ama demek ki gerçekten de uzun vadede buraların ağası Çin olacakmış” diye bir düşünürlerse artık ne Trump’ın ne de sonra gelecek bir başkanın durumu toparlaması, hadi imkansız olur demeyelim çünkü bu saçma olur ama, epey zor olur.

Özellikle ekonomik olarak bölgenin başat aktörünün Çin olmasının siyasi ve askeri sonuçları olmaması düşünülemez.

Bu arada unutmayalım, füze menzilini sürekli arttıran ve giderek daha öngörülemez hale gelen K. Kore de ABD için daha büyük bir başağrısı olacak gibi.

Bu ülke konusunda ABD’nin çekmecesindeki askeri “çözümler” çok riskli ve potansiyel olarak G. Kore’nin mahvına sebep olabilecek kadar ciddi.

Trump gibi bir aceminin bu konuda çok önemli kararlar alma ihtimali olduğunu düşünürsek G. Koreli olsam önümüzdeki yıllarda rahat olmam çok kolay olmazdı.

Acaba her konuyu pazarlık olarak görme eğiliminde olan Trump Kore meselesinin ciddiyetine ve bu konuda Çin’in tartışılmaz merkezi rolünü fark ettiğinde Pekin ile onun “akıllı” olması karşılığında a) Tayvan, b) bölgedeki tartışmalı adalar ve deniz sınır meseleleri ve hatta c) bölgenin gelecekteki güvenlik mimarisi konusunda Çin’i nispeten memnun edecek pazarlıklara girebilir mi?

Trump’ın ne yapacağını dediğimiz gibi tahmin etmek kolay değil ama bu seçenekler ABD’de şimdiden dillendiriliyor.

Bu meseleler bize çok uzak ve hatta ilgisiz gibi görünebilir ama değil ve öyle görülmemeli.

Şöyle düşünün, Çin’le Asya’da askeri çatışmaya girmiş ya da gerçekten her an girebilirimiş gibi olan bir ABD’nin bölgemizde, mesela Kürt meselesindeki pozisyonu nasıl değişir?

Bu ille gerçekleşir mi bilinmez ama 21. yüzyılın en önemli jeopolitik “haberleri”nin Asya’dan gelmesi hiç de az bir ihtimal değil.

ABD’nin bizim bölgemize harcadığı ilgi, zaman, para ve diğer kaynağın azalması Kürt meselesi konusunda bizi belki bir parça rahatlatabilir.

Tabii o zamana kadar bu mesele bizi üzecek şekillerde hala çözülmemiş olursa!

Ama bu arada bölgemizde muhtemelen nükleer güce ulaşmış bir İran, Rusya ve İsrail ile baş başa kalacak olmamızın da riskleri var elbette.

Yorumlar