Prof.Dr. Ata Atun Prof.Dr. Ata Atun @ataatun

Yunanistan’ın Ege ve Kıbrıs Siyaseti Değişiyor

02 Kasım 2018
Yunanistanın Ege ve Kıbrıs Siyaseti Değişiyor

Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın. Dışişleri bakanı Kocias’ın istifasından sonra Ege adaları, Balkanlar, Türkiye ve Kıbrıs'a ilişkin konulardan sorunlu tek yetkili haline gelmesi Yunanistan’ın Ege ve Kıbrıs konusunda yeni bir strateji uygulayacağının habercisi gibi. 

Konuyu biraz açalım; Dönemin Yunan hükümeti, Birleşmiş Milletlerin yayınladığı 1982 III. Deniz Hukuku Sözleşmesini 31 Mayıs 1995 tarihinde kısa adı Vouli olan Yunan Meclisinde onaylatmasından sonra Ege’de 12 mil Karasuyu hakkını hukuki olarak kullanmaya yetkili hale geldi. Yunan Meclisinin bu kararına karşılık olarak dönemin Türkiye Cumhuriyeti hükümeti konuyu Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) taşıdı ve 8 Haziran 1995 tarihinde içeriğinde “Savaş nedeni” manasına gelen “casus belli” imasının da yer aldığı bir bildiri yayınladı. 

Yunan hükümetinin, Yunan adalarının karasularını 6 milden 12 mile çıkarmak istemesine karşılık olarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin TBMM’ye sunduğu ve alkışlarla kabul edilen Türk bildirisi, Yunanistan’ın Ege’de karasularını 12 mile çıkartması halinde an itibari ile o gün iktidarda bulunan Türkiye Cumhuriyeti hükümetine her türlü askeri tedbiri almayı ve buna ilaveten Yunanistan’a karşı savaş açmak dahil her türlü yetkiyi veriyor. (Bakınız  https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/tutanak_b_sd.birlesim_baslangic?p4=692&p5=t&page1=1&page2=2)

TBMM’nin bu bildirisinden sonra Yunanistan III. Deniz Hukuku Sözleşmesi ile sahibi olduğu 12 mil karasuyu hakkını saklı tutmayı tercih edip, uygulamaya koymazken, Ege’de teamül hukuku oluşturma yolunda zaman kazanmayı ve de uluslararası politikada da son sözün kendisinde olduğu imajını yaratmak yolunu seçti.

Ege konusunda süren itilafın kesin olarak çözülmesi konusunda ilk barışçıl ve kesin siyasi adımı 1997 yılında, dönemin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Süleyman ile Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis attı. ABD Dışişleri Bakanı Madlene Albright’in ev sahipliğinde Madrid’de yapılan toplantı sonrasında yayınlanan resmi bildiride, Yunanistan, Ege’de statükoyu değiştirecek tek taraflı eylemler yapmamayı, Türkiye de kuvvet kullanmamayı kabul etti. (Bakınız http://www.turkishgreek.org/kuetuephane/item/29-madrid-declaration-joint-communique-on-greek-turkish-relations-july-8th-1997)

Karasuları üzerindeki egemenlik hakları sadece denizde değil, karasuları üzerindeki hava sahasını ve bu suların deniz yatağı ile toprak altını da kapsaması nedeni ile basit dostluk gösterileriyle, birlikte kahve içmeyle veya uzo yudumlamayla çözülecek bir sorun değil bu konu aslında. 

Türkiye’nin, Yunan adalarının karasularının 12 mile çıkmasını kabul etmesi demek, Yunanistan’ın izni olmadan hiçbir Türk hava ve deniz taşıtının Ege denizinden veya Ege hava sahasından geçme hakkı olmayacak demek. 

Gelelim esas konuya; Yunanistan Başbakanı Çipras geçtiğimiz gün Dışişleri Bakanlığında düzenlediği toplantıda karasularının genişletilmesi planı ve Türkiye ile ilişkileri ele aldı. Bu toplantıda alınan karara göre, geçen ayın ortalarında Dışişleri bakanlığı görevinden istifa eden Nikos Kocias’ın, bakanlığı döneminde Mora ve Girit arasındaki Antikithira adası ve iki diğer bölgede Yunanistan karasularının 6 milden 12 mile çıkarılması yönünde hazırlattığı kararnamenin durdurulması ve yasa tasarısı olarak Yunan Meclisine gönderilmesi kararlaştırıldı. Buna ilaveten de Balkanlar, Türkiye ve Kıbrıs'a ilişkin konuların da doğrudan Başbakan Aleksis Çipras'a bağlı olması kararı alındı.   

Yunanistan Başbakanı Çipras’ın, Ege’deki Yunan adalarının karasularının 6 milden 12 mile çıkarılması ile ilgili TBMM’nin 1995 tarihli Bildirisine ve 1997 tarihli Madrid Mutabakatına rağmen eski Dışişleri Bakanı Koçias’ın karasularının genişletilmesine ilişkin kararnamesini durdurarak, yasa tasarısı olarak meclise getirmek ve Yunan Meclisinde mevcut siyasi partilerinde konuya taraf olarak tartışılmasını istemesi, Yunanistan’ın Türkiye ve Türkiye ile ilgili konularda yeni bir dış politika uygulayacağı sinyallerini veriyor. Özellikle Doğu Akdeniz’de İsrail’in doğalgaz çıkarmaya başlamış olması ve Kıbrıs Rum Yönetimi ile KKTC ile Türkiye’nin Münhasır Ekonomik Bölgeleri içinde doğalgaz araştırmasının ve çıkarımının başlayacak olması ve bu nedenle yaşanabilecek siyasi, ekonomik ve askeri krizler belli ki Yunanistan’ı harekete geçirmiş durumda…  

Yorumlar