İbrahim Rüstemi İbrahim Rüstemi

‘Türkiye’nin Hem Kosova Hem Yunanistan’la Yaşadığı Gerilimin Arkasında ABD Var’

30 Nisan 2018
‘Türkiyenin Hem Kosova Hem Yunanistanla Yaşadığı Gerilimin Arkasında ABD Var
AK Parti 24. Dönem İzmir milletvekili ve BASAM Başkanı Rifat Sait, Türkiye ve Rusya’nın giderek yakınlaşan ilişkilerinin bölgesel etkilerini ve ABD’nin Balkanlar üzerindeki çıkar oyunlarını Sputnik’e anlattı. AK Parti 24.Dönem İzmir milletvekili ve Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi (BASAM) Başkanı Rifat Sait, Türkiye ve Rusya’nın giderek yakınlaşan ilişkilerinin başta Ortadoğu ve Balkanlar olmak üzere çeşitli bölgelerdeki dinamikleri önemli şekilde değiştirdiğine işaret etti. İki ülkenin yakın ilişkiler kurmasının, ABD ve Avrupa’nın Balkanlar ve Ortadoğu’daki çıkarlarına yönelik “darbe” niteliğinde olduğunu söyleyen Sait, Sputnik’e verdiği demeçte “Bugüne kadar Türkiye, daha çok ABD’ye yakın bir çizgideydi ve (Rusya’yla) ilişkiler zaman zaman gergindi. Türkiye’nin bugüne kadar dış politikada ABD’ye yakın oluşu Balkanlar ve Ortadoğu’da farklı politikalar izlemesine sebep oldu. Böylece şimdiye dek ABD ve Avrupa, bölgeden hep nemalanan taraflar oldu” dedi.‘TÜRKİYE-RUSYA YAKINLAŞMASI BATI’NIN BALKANLAR VE ORTADOĞU’DAN SAĞLADIĞI RANTA DARBE VURDU’ Batı’nın kendi çıkarları için Balkanlar’daki Türkiye ve Rusya etkisini azaltma yönünde sistematik çaba sarf ettiğine işaret eden Sait “Hatta yakın zamanda ABD, Kosova’ya, Avrupa’nın en büyüğü olan ve uzaydan dahi görünen Bondsteel Üssü’nü kurdu. Bununla ilgili olarak bize, ABD’nin Kosova’daki uran madenini kullandığı ve bölgedeki kanser vakalarının arttığına ilişkin doğrulanmaya muhtaç bilgiler de ulaştı. Bunun yanı sıra Osmanlı İmparatorluğu döneminden bu yana, Kosova’daki altın ve gümüş madenlerinin Almanlar tarafından kullanıldığını zaten biliyoruz. Üstüne üstlük yakın zamanda Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Türkiye veya Rusya’ya yönelen bir Balkanlar istemediğini açık açık itiraf etti. Bu açıklama, (Batı’nın) bugüne kadar elde ettikleri rantların bittiği veya bunun bitmesinden kaygılandıklarını gösteriyor”ifadelerini kullandı. Türkiye’nin son dönemde Rusya’yla olan yakın ilişkilerinin her iki bölgede de dengeleri değiştirdiğine işaret eden Sait “ABD ve Avrupa bu yakın ilişkilerden son derece rahatsız. Ortadoğu, enerji kaynakları merkezi aynı şekilde Rusya ve Kafkaslar hem doğalgaz hem de petrol kaynakları bakımından çok değerli. Hem Ortadoğu hem de Kafkas petrollerinin Türkiye üzerinden Balkanlar ve Avrupa’ya aktarılabilmesi Türkiye’yi çok stratejik bir ülke yapıyor. Buna rağmen ABD, binlerce kilometre öteden gelip Ortadoğu’dan daha çok kazanım sağlama peşinde. Bu yüzden ABD, Türkiye’nin Rusya’yla iş birliğiyle Afrin’e girmesi dahil bütün ortaklıklarından tedirgin vaziyette” dedi ve şöyle devam etti: “Balkanlar, Türkiye’nin Avrupa açılan köprüsüdür. 80 milyonluk bölgeden bahsediyoruz. Bu bölge ticaret anlamında gayet karlı ve potansiyeli yüksek bir alan.” ‘ABD, FETÖ’NÜN BALKANLAR’DAN TEMİZLENMEMESİ İÇİN ELİNDEN GELENİ YAPIYOR’Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), FETÖ’nün Balkan ayağına ağır darbe indirerek, örgütün 6 üst düzey elemanını Türkiye’ye getirmesinin ardından Kosova Başbakanı Ramush Haradinaj’ın İçişleri Bakanı Flamur Sefaj ve Kosova İstihbarat Ajansı Başkanı Driton Gashi’yi görevden aldığı sürecin hatırlatılması üzerine Sait şu yorumda bulundu: “Bize göre hem FETÖ hem DAEŞ (IŞİD) Amerika’nın suni oluşumları. Her ikisini kuran da destekleyen de ABD. Ve bunların, Balkanlar’da, özellikle Kosova ve Arnavutluk’ta, son derece güçlü olduğunu görüyoruz. Bunun arkasında da ABD var. FETÖ’cülerin Kosova’dan Türkiye’ye getirilmesi ABD’yi tedirgin etti. Haradinaj’ın açıklaması da büyük ölçüde Amerika’nın onların kulağını çekmesinden ve tepki göstermesinden kaynaklanıyordu. Daha sonrasında Kosova’dan daha yumuşak açıklama geldi. Ancak maalesef Kosova veya Arnavutluk’ta hala FETÖ okullarının açık olduğunu ve iki ülkenin önde gelenlerinin çocuklarının bu okullarda okuduğunu görüyoruz. Biz bu okulların kapatılması gerektiğini söylediğimizde oradan ‘bu okulların açık olmasının anayasal hak olduğu’ söyleniyor. Ancak dünyanın neresine giderseniz gidin darbe suçtur ve bu örgüt Türkiye’de 249 kişinin ölümüne sebep olmuş bir örgüttür, bu unutulmamalı.” ‘YUNANİSTAN’LA OLAN GERİLİMİN ARKASINDA DA ABD VAR’ Türkiye’nin darbe sonrası firar eden FETÖ’cülerin iadesi konusunda Yunanistan’la yaşadığı anlaşmazlıklarda da ABD’nin rolü olduğunu savunan Sait “Aynı şekilde Yunanistan da darbe girişiminden sonra oraya kaçan askerleri, aramızda anlaşma olmasına rağmen, teslim etmedi. Kaldı ki, Yunanistan da cuntalardan çok çekmiş bir ülke. Ancak o süreçte de Amerika’nın rolü söz konusu. Yunanistan, ABD’nin etkisiyle o askerleri teslim etmiyor. Yunanistan Başbakanı, askerlerin Yunanistan’a kaçmasının ardından bu kişilerin iade edileceğini söylemiş ancak kısa bir süre içinde 180 derece çark etmişti. Yunanistan’la ve Kosova’yla yaşanan gerilimin arkasında da Amerika var” dedi. ‘ABD VE BATI, BALKANLAR’I HEM HEP KARIŞTIRDI, HEM DE ORAYA ÇÖZÜM GÖTÜRÜYOR GİBİ YAPTI’ Kosova’da “ciddi bir Amerikan lobisi” olduğunu söyleyen Sait “Kosova’da nereye giderseniz gidin Kosova-Arnavutluk bayrağının yanında ABD bayrağı olduğunu görürsünüz. Kosova’daki havalimanındaki VIP salonunda bile ABD bayrağı var. Burada hepimizin suçu var. Zira Balkanlar’daki milliyetçilik hastalığı Avrupa’dan şırıngalanmış bir milliyetçilik. Hatta Balkanlaşma (Balkanization) bile Fransa’dan diplomasiye geçmiş bir kavram. Bu milliyetçilik hastalığının Sırplar, Makedonlar ve Yunanlılarda yansımaları olmuştur. Ama özellikle Sırpların, Arnavut ve Boşnaklara yönelik yaptıkları saldırılar, Srebrenitsa’daki gibi katliamların arkasında NATO’nun bölgeye müdahalesini görüyoruz. Yani Amerika ve Avrupa bölgeye milliyetçiliği şırıngalayarak önce sorun çıkarıyor; sonra da oraya sözüm ona çözüm götürüyor. Kaldı ki oraya intikalleri bile yalnızca göstermelik. Zira Kosova’da katliamın ardından bölgeye giden Fransa uçakları Sırp hedeflerini doğru düzgün bombalamadı. Sonra ABD, devreye girdi ve Kosovalılar ABD’yi kurtarıcı olarak görmeye başladı. Halbuki onları bölgeye musallat eden de Amerika’nın ta kendisiydi. Amerika, Avrupa’daki en büyük üssünü Kosova’ya bu bahsettiğimiz süreçlerden sonra inşa etti. Kosova’nın en büyük caddesi Clinton Caddesi, düşünün” ifadelerini kullandı. ‘BÖLGEDEKİ SELEFİLİK ve VAHHABİZM DE BÜYÜK TEHDİT’ Balkanlar’da Selefilik, Vahhabilik gibi akımlar da arttığının altını çizen Sait “Bunların arkasında da ABD ve Batı’nın olduğunu düşünüyorum. On binlerce DAEŞ militanı Balkanlar’dan Ortadoğu’ya gitti. İçlerinde Arnavutlar, az sayıda Boşnak vardı. Bunu da ABD tetikledi. Bunun amacının Türk-İslam varlığını zedelemeye çalışmak olduğunu düşünüyorum” diye ekledi. ‘FRANSA NASIL NATO ÜLKESİ TÜRKİYE’YE KARŞI YUNANİSTAN’I DESTEKLEYECEĞİNİ AÇIKLAYABİLİR, BU ÇOK YANLIŞ’ Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un “Türk-Yunan gerginlik sürecinde olası bir çatışma durumunda Fransa, Yunanistan’ın yanındadır. Fransa, egemenliği saldırıya uğrayan her AB üyesi devletin yanında yer alacaktır” şeklindeki sözlerini sert şekilde eleştiren Sait “Fransa ve Türkiye NATO üyesi ülkeleridir, dolayısıyla bir NATO ülkesi başka bir NATO ülkesi ile silahlı bir gerginliğe giriyorsa, Fransa’ya düşen görev bu iki ülkeyi barıştırmaktır, yangına benzinle gitmek değildir. Fransa’nın bu sözleri son derece hatalı ve nasıl yanlış bir tutum içerisinde olduklarını gösterir nitelikte. Ayrıca bu sözler insana, böyle bir durumda Fransa’nın NATO üyeliği ile AB üyeliği arasında bir seçim yapmak zorunda olabileceğini düşündürüyor” diye konuştu. ‘BİZ BUNLARI KONUŞURKEN BULGARİSTAN VE ROMANYA ABD İLE ORTAK TATBİKAT YAPIYOR’ Balkanlar’daki olası bir çatışmanın ABD’nin işine geldiğini dile getiren Sait “Bölgedeki olası bir çatışma bir tek ABD’nin işine geliyor. Halbuki bölgede konuşulması gereken turizm, ticaret gibi bölgeyi geliştirecek hususlar. Çatışma veya savaş ne bölge ülkelerinin ne Türkiye’nin ne de Rusya’nın işine gelir. Türkiye ve Yunanistan’ın ilişkileri son derece önemli. Hatta bazı Yunan adalarında yaşayanlar hastane hizmetleri için bile Türkiye’ye geliyor. 1956’da Balkanlar’da savaşlar yüzünden göçenler arasında ailem de vardı. Düşünün kaç milyon kişi o dönem Balkanlar’dan şimdi de Ortadoğu’dan Türkiye’ye göçüyor. Göç ise Avrupa’nın en büyük sıkıntısı. Ancak savaşlar devam ettikçe bu göçler tüm Avrupa’yı etkileyecek. Bu yüzden oturup ABD’nin çıkarlarını düşünmek yerine kendi çıkarlarını düşünmesi gerek. Halbuki ne oluyor? Biz bunları söylerken Bulgaristan ve Romanya, ABD ile Rusya’ya karşı ortak tatbikat yapıyor. Neden, ne gerek var? Neden sürekli bir savaş senaryosu var? Bu savaş naralarını açılması, bu gerilim sürdürülmesinden tek çıkarı olan ABD. Bunu tüm ülkelerin anlaması lazım” dedi. 1960 İHTİLALİNİN ARKA PLANINDA BİLE ABD’NİN TÜRKİYE-RUSYA YAKINLAŞMASINA YÖNELİK RAHATSIZLIĞI VARDI’Türkiye’nin Rusya başta olmak üzere bölge ülkeleriyle ortak menfaatler için iş birliği yapması gerektiğine işaret eden Sait “Ne Rusya ne ABD ne Yunanistan, Türkiye’nin kan kardeşi değil ama ortak bir çıkar ve menfaatleri için Türkiye ve Rusya ortak bir paydada buluşabilir. Kaldı ki Atatürk, Kurtuluş savaşı döneminde de Sovyetler Birliği’yle birlikte İngilizlere karşı mücadelede işbirliği yapmıştı. Ayrıca bir dönem Adnan Menderes de Rusya’yla yakınlaşmış ve bedelini canıyla ödemişti. İnanın, 1960 ihtilalinin arkasında bile Menderes’in Rusya’yla yakınlaşmasının sonucu olarak ABD’nin müdahalesiyle gerçekleştiğini düşünüyorum. Türkiye’nin Rusya’yla yakınlaşması hem ABD hem Avrupa’yı sıkıntıya sokuyor. Allahtan bugün güçlü bir hükümeti ve lideri var ve halk Recep Tayyip Erdoğan’ı çok seviyor. Bizim birliğimizi bozmamamız lazım. Eğer güçlü bir Türkiye olursa ABD’nin veya Avrupa’nın bu saldırganlığı minimize edilecektir” dedi. Sait “Batı, Türkiye-Rusya yakınlaşmasından rahatsızlığını resmen nöbetleşe gösteriyor. Bir gün bir bakıyorum Almanya, FETÖ açıklaması yapıyor; bir başka gün, başka biri YPG açıklaması… Şimdi de sıra Fransa’da herhalde. Zira bu sefer de Fransa çıkıp ‘Balkanlar’da Rusları, Türkleri istemiyoruz’ diyor. Ancak Fransa ne derse desin Türkiye TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı’nın yanı sıra Dışişleri Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı ve TRT’nin de çalışmalarıyla bölgede son derece etkin bir kamu diplomasisi yürütüyor ve bölge ülkeleriyle ciddi bir iş birliği içerisinde. Eskiden bu çabalar yoktu. Türkiye’nin savunma alanındaki atılımı olan S-400 alımı hariç bu alanlardaki yükselmesi de Batı’yı tedirgin ediyor” diye ekledi. Kaynak:Kosovali.org

Yorumlar