Çin, Amerika’nın düşmanı veya rakibi (veya ABD’deki Çin karşıtları her ne olarak adlandırıyorlarsa) değil. Çin ABD’deki çoğu insanın iddia ettiği gibi ABD’ye küresel egemenlik alanında meydan okumuyor veya ABD’den görev çalmaya çalışmıyor. Aksine Çin ve ABD ekonomileri her geçen gün birbirleriyle daha çok bütünleşiyorlar, birbirleri için en büyük ticari ortaklara ve yatırımcılara dönüşüyorlar.
Örneğin Iowa, Los Angeles gibi birçok eyalet, ekonomik büyümelerini sürdürmek için Çin marketine ve yatırımlarına bağımlı durumdadır.
Aynı zamanda iki ülke jeopolitik konularda da işbirliği halindedir. Örneğin Kore Yarımadası’ndaki nükleer gündemde ortamı sakinleştirmek için birlikte çalışıyorlar. Aynı zamanda iklim değişikliği gibi başlıklarda da bu dayanışma görülmektedir.
Richard Nixon’dan bu yana bütün ABD başkanları ABD- Çin ilişkilerini önemini gördüler ve bu sebeple Çin karşıtı bir kongre, basın ve alimler tarafından yoldan çıkartılmayı engellemek için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Donald Trump seçim dönemi boyunca Çin’i yerden yere vurmasına rağmen, seçimin hemen ertesinde Çin karşıtı söylemlerden hızlı bir şekilde vazgeçti.
George W Bush’un başkanlığından beri ulusal çıkarların karşı karşıya geldiği alanlarda olası çatışmaları önlemek amacıyla iki ülke mekanizmalar geliştirdi. Halefleri Barack Obama ve Donad Trump bu diyalogları üst seviyelere doğru çıkarttılar.
Diyaloglarda elde edilen başarılara bakarsak; Trump “Amerika’yı Yeniden Harika Yap” sloganı ve “Önce Amerika” politikası için Çin’in anahtar olduğunu anlamış gibi görünüyor.
Çin Amerika’yı nasıl yeniden harika yapabilir?
Çin 2017’nin ilk yarısında dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi unvanını yüzde 6.9’luk bir oranla bir kez daha elde etti.
Çin’in gelecek vadeden ekonomik görünümünün nedenleri, dinamik değişimleri karşılamakta dayanıklılığı, sürekli kademeli olan ekonomik ve politik reformları ve küreselleşmenin teşviki gibi ekonomiyi yüksek ve sabit bir büyümede sürdürmeyi hedefleyen birkaç önlemi içermektedir. Çin’in son kırk yıldır yaptığı etkili ekonomi yönetimi iç pazarda artan bir bolluk yarattı. Çin’in muazzam tüketimi ve yatırım harcamaları, Amerikan ekonomisinin büyümesini kamçılayabilir.
Gerçek bir Seçenek: Çin
Amerikan medyası, Amerikan Kongresi’nin bazı üyeleri ve neo-muhafazakar kesim tarafından uydurulan retoriğin aksine, Çin Amerika’ya bir tehdit değil. Gerçekte olan ise Çin Amerika’ya dünyanın en önemli ikili ilişkilerini güçlendirmek için elini uzatıyor.
Çin’in ABD’ye sunacak bir çok şeyi var: Daha çok ürün almak, yatırımı arttırmak ve küresel sorunlarda birlikte çalışmak. Trump’ın sözlerine değil, icraatlarına baktığımızda Çin-Amerikan ilişkisinin önemi konusunda bizimle benzer bir kanıya varabileceği görülmektedir.
http://www.atimes.com/china-may-trumps-best-hope-make-america-great/