Batur Kılıç Batur Kılıç

Irak Kürtlerine Karşı Küresel Uzlaşı

19 Ekim 2017
“ Kahman Bokhari'nin Geopolitical Futures'da yayınlanan "The Global Consesus Against The Iraqi Kurds'' isimli yazısının çevirisidir. „
Irak Kürtlerine Karşı Küresel Uzlaşı

Irak güçleri, Kürt kontrolünde Kerkük’ün kontrolünü ele geçirdi. Irak’ın toprak bütünlüğünün parçalanması uzun bir süredir belliydi, son durumlar daha iyi gitmeyeceğini gösteriyor. Seçmenlerin çoğunluğunun bağımsızlığı desteklemesine rağmen, Irak Kürdistan’ın bağımsızlığını kazanacağı olası ufukta gözükmüyor. Üstüne üstlük, bu mesele Özellikle Türkiye ve İran gibi ülkeleri de içine çekti ve bu ülkeler Bağdat’ı büyüyen Kürt ayrılıkçı hareketini bastırması için cesaretlendirdi.

Uzun Anlaşmazlıklar

En son bilgiye göre, Bağdat’ın güvenlik güçleri, Kürdistan Bölgesel Yönetim güçleri tarafından küçük bir direnişle karşılaştı. IŞID’in bölgeye yaklaşılmasıyla Irak askerlerinin Kerkük’ü terk etmesinden sonra IKBY petrol zengini Kerkük’ü kontrolüne geçirmişti. Irak askerleri şimdi kilit enerji ve askeri tesislerin kontrolünü yeniden ele geçirdi. Suçun çoğu Iraklı Kürtlerin aralarındaki bölünmüşlükte görülüyor. Bölgedeki ikinci güçlü parti Kürdistan Yurtseverler Birliği Bağdat ve Tahranla bir anlaşma imzaladı ve Irak ordusu ilerlediğinde bölgedeki birliklerini çekti.  Bu hamle, Kürt halkının %93’ünün bağımsızlığa evet demesinden sonra gerçekleşti.

Yıllarca Şiiler ve Kürtler arasında sürtünme, Sünni isyanı tehdidi nedeniyle frenlendi. İki taraf bu konulara dair birçok kez pazarlık için masaya oturdu. Fakat hiçbir zaman anlaşmaya varamadılar. Denize kıyısı olmayan IKBY, petrolünü merkezi hükümetin yardımı olmaksızın ihraç etmesine yardım etmesi için partnerlere ihtiyacı vardı, bu sebeple sınır komşusu Türkiye ile yakın ilişkiler kurdu.

Bağdat, hem Erbil’e hem Ankara’ya öfkeliydi, fakat aralarındaki sözleşmeyi bozabilmek için az şey yapabilirdi. 2014’te IŞID ortaya çıkana ve Musul’u alana kadar bu durum bir statüko’ya dönüştü.  Irak ordusu Musul’dan çekildiğinde, bu Kürtler için hem bir tehlike hem de bir fırsattı.

Tehlikeliydi çünkü Kürtler IŞID’in saldırılarına savunmasız bir konuma düşüyordu. Fırsattı çünkü Irak ordusunun çekilmesi Kürtlere yeni bölgeleri topraklarına katma fırsatı sunuyordu. IŞID’in bölgedeki başarısızlığı bölgeyi tamamen IKBY’nin kontrolüne bıraktı. 3 yıllık bir mücadeleden sonra, Musul’un özgürleştirilmesi Kürtlere tam egemenlik yolunda yürümeleri için şartları yarattı. IŞID tehdidin çekilmesiyle, Şiiler ve Kürtler arasındaki çelişki ülkedeki en büyük mücadeleye dönüştü.

 

Eğer Irak Kürdistan’ı özerk bir bölgeden bağımsız bir devlete doğru adım atarsa, bölgenin en güçlü devletleri olan Türkiye ve İran’ın güvenliği için ciddi olası sonuçlar yaratacaktır. Türkler ve İranlılar Irak ve Suriye’de(hatta daha geniş çapta Ortadoğu’da) uzun soluklu bir mücadeleye kilitlenmiş vaziyetti. Türkiye, IKBY’ ye enerji ihracatı konusunda yardım ettiğinde, aslında bu Bağdat’taki hükümeti müttefiki olarak gören İran’ın etkisine karşı bir müdahale teşebbüsüydü.

 

Fakat mesele Kürt bağımsızlığına gelince, Türk ve İranlılar ortak çıkarlara sahiptir. Her iki ülkenin de topraklarında Kürt ayrılıkçı hareketi mevcut. Bu sebeple Iraklı Kürtlerin bağımsızlık hülyalarına iki devlette karşı çıkıyor. Bu sebeple Kerkük’ün Irak hükümetinin kontrolüne geçmesi her iki devletinde çıkarına olacaktı.

Türkiye ve İran tarafından sırtı sıvazlanan Bağdat, Irak Kürtlerini içine katmak için harekete geçti.  Özellikle ABD’nin Kürtlerin bağımsızlığına karşı çıkması Irak hükümetine cesaret kazandırdı. IKYB, birçok açıdan Washington’ın kilit müttefikiydi. Fakat Kürt bağımsızlığı Amerikan çıkarlarına ters düşüyor, çünkü bölgedeki var olan çelişkileri daha kızıştıracaktır. Eğer ABD, Irak’taki Kürtlerin bağımsızlığına destek verseydi, bu Suriye’deki ve Türkiye’deki Kürtleri de cesaretlendirebilirdi ki bu da Türkiye Ve ABD arasındaki problemleri daha derinleştirebilirdi.  Bu sebeple, ABD şimdi Bağdat’ın ve Erbil’in ortasını bulmaya çalışacak, fakat temel olarak Kerkük’ün Irak ordusunun kontrolüne geçmesinde olduğu gibi meselenin dışında duracaktır. Türkiye ve İran bu meseleyle daha fazla ilgilenecek, çünkü onlar için doğrudan ciddi olası sonuçları var. Her ikisi Irak Kürtlerinin bağımsızlığını ve güney’e doğru ilerlemelerini engellemek istiyor. Fakat ortak hedeflerinin kapsamı bu kadardır.

Sonuç olarak, Irak Kürtleri küresel ve bölgesel güçlerin arasındaki güç mücadelesinde piyon olarak kalmaya devam edecek. Irak ise; uluslar arası olarak tanınmış-ama öyle davranmayan-  başarısız bir devlet olmaya devam edecek.


https://geopoliticalfutures.com/global-consensus-i

Yorumlar