Doç. Dr.  Dilek Yiğit Doç. Dr. Dilek Yiğit

Macron'un Avrupa Birliği'nde Reform İçin Acelesi Yok!

16 Mayıs 2017
Macronun Avrupa Birliğinde Reform İçin Acelesi Yok!

Fransa cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde hem yazılarımda hem de verdiğim röportajlarda Macron’un Avrupa Birliği yanlısı olduğunu, hatta Fransa’da  cumhurbaşkanlığı  seçimlerinde yarışan adaylar arasında Avrupa Birliği yanlısı tutumuyla dikkat çeken tek aday olduğunu belirttim; ancak özellikle de altını çizdiğim husus Macron’un Avrupa Birliği’ni mevcut haliyle değil, kendi açısından olması gereken haliyle sevmekte olduğu idi. Buradan çıkan sonuç, Macron’un kendi idealleri uyarınca Avrupa Birliği’nde reform arayışına girişecek olmasıdır.

Macron’un ilk ziyaretinin Almanya’ya olması da bu açıdan önemlidir; elbette ziyarette iki ülke arasındaki ilişkilerin seyri gündeme gelmiştir ama her iki ülke arasındaki ilişkiler Avrupa Birliği çerçevesinden soyutlanarak ele alınamayacağı gibi, ziyareti önemli kılan da iki liderin Avrupa Birliği’nde reform yapılması hususunda anlaşmaya varmış olmaları.

Fransa ve Almanya arasında Avrupa Birliği’nde reform yapılması hususunda anlaşmaya varmalarını tetikleyen asıl faktörün de Brexit olduğunu kabul etmek gerek. Zira  aksine bir karar alınmaz ise Brexit müzakereleri iki yıl içinde sonlanacak ve Mayıs 2019 tarihinden itibaren Birleşik Krallık’ın üye olmadığı bir Birlik gerçeği ile yüzleşeceğiz. Birleşik Krallık’ın ayrılışı Birlik içinde reform adına da bir fırsat aslında.

Macron ve Merkel’in Avrupa Birliği’nde reform üzerinde anlaşmaya varmalarını müteakip her iki ülkede Avrupa Birliği uzmanları, reformun içini dolduracak teknik konular ile uğraşmaya başladı bile.

Ancak Avrupa Birliği’nde reform konusunda oldukça kararlı görünen Macron’un pek de acelesi yok gibi; Macron’un danışmanları “Fransa’nın başka öncelikleri var; Avrupa Birliği’nde reform konusunu şimdilik konuşmaya başlayabiliriz” mesajı verdi.  Fransa’da akademik çevreler  Fransa’nın özellikle ekonomik sorunlarına dikkat çekiyorlar ve kamu finansmanı ve işgücü piyasasında reform süreci başlamadan ve sonuç vermeden Fransız yönetiminin Avrupa Birliği’nde reform konusunu gündeme almaması gerektiğini ifade ediyorlar. Bu da ister istemez Fransızlar açısından Avrupa Birliği’nde reform demek olan kurucu antlaşma değişikliklerin tabu olduğu yönündeki görüşleri akla getiriyor. Ancak Macron kararlı; “artık kurucu antlaşma değişiklikleri Fransızlar için bir tabu olmayacak” diyor.

Dolayısıyla er ya da geç Avrupa Birliği’nde reform konusu ve doğal olarak kurucu antlaşma değişiklikleri Fransa tarafından gündeme getirilecek; ne zaman? Zamana pek de aceleci görünmeyen Macron karar verecek! Üstelik Almanya’da bu sonbahar seçim var; Macron’un Avrupa Birliği’nde reform konusunu gündeme getirmek için Almanya’daki seçimin sonuçlanmasını bekliyor olması da gayet rasyonel bir tavır.

Ancak Macron’un Avrupa Birliği’nde reform adına  gündeme getireceği öneriler Almanya tarafından kabul edilecek mi? Bu soruya yanıt vermek için Fransa’nın  somut önerilerini görmek lazım ama şimdiden Almanya’da  muhalif diyebileceğimiz sesler yükselmeye başladı. Macron’un seçim propagandasında ifade ettiği Avro alanı için ayrı bir bütçe, Avro alanı için bir Maliye Bakanlığı’nın ihdası gibi önerileri Almanya’da bazı çevrelerce gerçekçi bulunmuyor; gerçekçi olsa bile tüm üye devletler reform konusunda  gereken siyasi iradeyi gösterecekler mi? Zor bir soru!

Neticede sadece Brexit konusu nedeniyle değil; Macron’un seçim zaferi ile Avrupa Birliği’ni hareketli günlerin beklediği açık!

 

Yorumlar